Olimpos Prensesi // TAMAMLANDI // DÜZENLENECEK

58. Bölüm : Hades'in Miğferi ve İhanet

Selam!

Nabersiniz?

Umarım iyisinizdir.

Bol bol oy verip yorum yapmayı unutmayın!¡

Bu bölümü ölü bir çift kol ile yazdım. Sanırım kolum bir hafta kadar daha bana eziyet çektirecek. Kaslara alakalı bir şey mi neymiş.

Bir de aşı oldum amk. Diğer kolum da hala ağrıyor. Hayır yani bir aşı neden bu kadar ağrıtır? Aşı bu aşı. Çivi çakmıyoruz sonuçta.

İyi okumalar:))

*****

Yazardan...

Kuzey'in Lucas'ı bulduğu yer epey şaşırtıcı bir yerdi.

Hunter ve Rose ile sırt sırta savaşıyordu. Anlaşılan hayatta kalma içgüdüsü asla birbirlerine güvenmeyecek olan bu üçlüyü sırt sırta savaşmaya itmişti.

Hemen yanlarında Ryan ve Brian adını bilmediği Zeus Melezini koruyordu. Kuzey'in kendi ekibi ise kendi kıçlarını kurtarmak ile meşguldü.

Lucas'a saldırmak üzere olan kiklopu görünce Kuzey elini uzattı ve zaman kiklop için öyle hızlı aktı ki yalnızca saniyeler sonra kiklop ölmüştü.

Onların çok değil, biraz ilerisinde kıran kırana mücadele eden Karen ve Kamer'i gördü. Anlık her şeyi unutup Karen'e baktı özlemle.

Onu çok özlemişti.

Ancak biliyordu ki karşısında duran kişi bıraktığı kişi ile aynı değildi.

İçinde bir his vardı Kuzey'in. Zamanın onu uyarmaya çalıştığı oldukça barizdi. Biri ölecekti. İkisinden biri gerçekten ölecekti.

Ama Kuzey mi olacaktı yoksa Karen mi?

Ölen kişi olmayı isterdi. Karen yerine kendisinin ölmesini tercih ederdi.

Avuçlarını bir araya getirip üst üste kurdu. Ardından zaman dilinde birkaç sözcük mırıldanmaya başladı. Elinde mor bir küre oluştu. Mor küreyi Karen'e doğru üfledi.

Elinden çıkan mor küre Karen'in kalbine girince Karen acıyla inledi. Ardından ruhunun etrafına koruyucu mor bir bariyer çekildiğini hissetti.

Bakışları Kuzey ile buluştu.

İçi pişmanlıkla doldu. Ancak yine de Kuzey'e mükemmel bir gülümseme bahşetti. Bunun üzerine Kuzey gülümsedi.

Kamer, Karen'e karşı bir hamle daha yaparken Kuzey dikkatini onlardan çekip yapması gerekene verdi. Lucas'ı alıp Hades'in yanına gitmeliydiler.

Hızla Lucas'ın yanına gitti ve elini omzuna kurduğu gibi ikisini birden Hades'in yanına ışınladı.

Yeraltının kül, kan ve ölüm kokan havasını daha ilk dakikada soluyan Lucas rahat bir nefes aldı. Burası onu istemsizce rahatlıyordu. Başkası olsa buradan iğrenebilir, hatta korkabilirdi.

Ancak buraya ait olmak, Lucas'ın kanında vardı.

Hades, tüm ihtişamı ile siyah altından yapılmış tahtında oturuyordu. Tahtın üzerindeki ateş ve ruh motifleri tahta ayrı bir hava katarken üzerinde büyü dilinde yazılar vardı.