67. Bölüm : FİNAL

1.4K 110 13
                                    

Çok çok çok uzun yıllar sonra...

"Darcy!" diye bağırdım endişeyle. "İn o ağaçtan!" Darcy bana sırıttı. O küçük boyuyla ve dişsiz ağzıyla çok tatlı duruyordu, şerefsiz ama onu ısırırsam yine ağlayacaktı. "Tamam, anneciğim!" diye bağırdı ve kendini ağaçtan attı.

Ben daha düşünemeden yerin altından su çekildi ve Darcy sudan yatağın içine düştü. Kıkırdayarak suda debelenip durdu. "Kime çektin ki sen?" dedim kendi kendime homurdanıp. "Bu çocuk cidden Kaan'ın küçük versiyonu." dedi Kuzey bir anda yanımda belirip.

"Onu tanımasını isterdim." dedim düz bir sesle. Kollarını arkadan belime dolayıp çenesini omzuma yasladı. "İstersen onlar geri getirebilirsin, bebeğim." dedi burnunu saçlarıma daldırıp kokumu çekerken. Başımı iki yana salladığım zaman huysuzca homurdandı. "Yaralar iyileşmiş olabilir, Kuzey ama izler hiçbir zaman geçmez."

Yanağıma ufak bir öpücük bıraktı. "Belki izlerin kalmasını istediğindendir." diye fısıldadı kulağıma. Ardından beni bırakıp kitap okuyan küçük kızımızın yanına gitti. Kitap okurken parmaklarında ateş yakıp duruyordu. Bu onun düşünürken yaptığı bir hareketti. Bilerek yapamamıştı hiçbir zaman.

Darcy, su ve havaya daha yatkındı. Alicia ise ateş ve şimşeğe. Biri Hades diğeri ise Zeus ile iyi anlaşırdı. Çünkü aynı anlayışlara sahiplerdi. Darcy'i çok kez arkadaşları ile oynarken dönmeyen dili ile adalet hakkında konuşurken duymuştum. Büyümüş de küçülmüştü sanki. Alicia ise güce inanıyordu. Onun sonsuzluğuna ve otoritenin sağlanması için ne yapıldığının pek de önemli olmadığına.

Neyse ki ikisi de gerçekleri bilmiyordu.

İkisi de henüz küçüktü ama büyüyünce öğreneceklerdi.

"Lucas geliyormu-" Kuzey'in sözünü kesen Lucas'ın bir anda yanımızda belirmesi olmuştu. "Lucas dayı!" deyip ona doğru koştu Darcy. Alicia başını kaldırıp bir kez buraya baktı. Ardından parmaklarında sönen ateşe. Kaşları çatıldı ve kitabına geri döndü. Çok geçmeden ateş yine yandı.

Hafifçe gülümsedim. Gücüne nasıl hükmedeceğini eninde sonunda çözecekti. An meselesiydi.

Lucas elini salladı ve Alicia'nın kitabı alev aldı ama kitap yanmıyordu. Yalnızca bir tür illüzyon yaratmıştı. Alicia düz bakışlarını Lucas'a çevirdi. "Bu en sevdiğim kitabım." dedi tehditkar sesini kullanıp. Başımı eğip hafifçe güldüm. Kuzey'in sesi arkalardan bir yerden geldi. Ne yapıyordu bu? "Kamer 2.0 mı demeliyim artık ona? Ya da Karen 2.0 ya da Maya 2.0 ne de olsa hepiniz birbirinizin aynısısınız."

Ona cevap verme gereği duymadım.

"Ben de senin en sevdiğin dayınım." dedi Lucas o ukala sırıtışı ile. "Söndür." dedi Alicia ifadesini bozmadan. Kim bu kızın on beş yaşında olduğuna inanırdı ki? Gerçekten de bana benziyordu. Özellikle de öfkesi.

"Neden sen yapmıyorsun?" diye sordu Lucas, Darcy'i sırtına alırken. Hava benim emretmemi bile beklemeden Darcy'nin tarafını sardı. Tıpkı koruyucu bir kalkan gibi. Hafifçe gülümsedim. Ya Zeus fısıldamıştı ya da Darcy sandığımdan daha güçlüydü.

Büyük ihtimalle ikinci şıktı çünkü Zeus ve diğerleri hala Olimpos sarayında çürüyorlardı.

Alicia sakince kitabı yere bıraktı. Ayağa kalktı ve tekrar konuştu. "Söndür şunu." Kaşlarımı çatıp Lucas'a döndüm. "Bu kadar yeterli, Lucas. Onu kızdırıyorsun. Kızım bir oyuncak değil." dedim sert bir sesle.

Lucas başını iki yana salladı. "O senin kopyan." dedi öfkeyle. "Onu harekete geçirecek tek şey öfke." dediği zaman Kuzey'in elini belimde hissettim ve de içimde yanan ateşi. "Çocuklarımız böyle büyümeyecek, Lucas. Onların harekete geçmek için negatif duygulara ihtiyaçları yok. Kendileri çözecekler."

Olimpos Prensesi // TAMAMLANDI // DÜZENLENECEK Where stories live. Discover now