17. Bölüm : Ares ve Hera

4K 324 129
                                    

Lanetli Günlük : Sayfa,
346.

Bazı şeyler değişiyor sanki. Bu kutuda yaşadığım güçlü bir dengesizlik baş gösterdi. Bunu yavaş yavaş yok olan anılarıma bağlıyorum.

Yok ettiğiniz mi demeliyim, Nyks?

Yalnızlık ilmek ilmek işlerken tenime satırlarını, nefretim her geçen gün artıyor. Kan istiyorum. Vahşet istiyorum.

Ölümü ve onu özledim, Nyks.

Her şeyin sonu geliyor ama bu kutudaki zamanım geçmiyor sanki. Uyanıp uyanıyorum ve yazıyorum.

Peki burada yaklaşık 1 gün orada nasıl bir zaman aralığına denk geliyor, Nyks?

Ona söyle, Nyks.

Tik tak... Zamanım daralıyor...

*****

Kucağımdaki kızı yere bıraktım. Ardından diz çöküp onunla aynı hizaya geldim.

"Beni dinle şimdi tatlım. Sana gözlerini aç diyene kadar açmayacaksın, tamam mı? Eğer açarsan oyunu kaybedersin. Açamazsan... Ne istersen yaparım, tamam mı?"

Heyecanla gülüp ellerini birbirine vurdu.

"Ne istersem mi?"

Kafamla onayladım.

"Oluurrr!"

İstemsizce yüzümde bir gülümseme oluştu. Saçlarına şefkatli bir öpücük bırakıp büyülü sözleri fısıldamaya başladım. Yavaş yavaş yok olurken fısıldadım.

"Unutma, sakın gözlerini açma."

Ve yok oldu.

"Ona ne yaptın!?"

Diye kükredi Clohe. Yine gözlerimi devirdim.

"Zihin hapishanemde... Onun için saray olarak tasarladım. Yani saraya çevirdim diyelim. Gözlerini açsa bile korkacak bir şey olmayacak. Güvende olacağı tek yer orası..."

Kaşları daha çok çatıldı.

"O bir silah değil! Onu zihin hapishanesine koyamazsın!"

Dedi sert bir sesle. Gözlerimi devirdim. Yine...

"Ölmesini mi istiyorsun?"

Dedim buz gibi bir sesle.

"Eğer öyleyse söyle. Hepimizi büyük bir zahmetten kurtarmış olursun..."

Diye devam ettim aynı soğuk ve sert sesimle. Bir şey demedi. Ben de hızla dışarı çıktım. Diğerleri de peşimden gelirken Percy ve Lucas'ın ikişer tane kiklop ile savaştığını gördüm. Demir ve Kaan ise birer tane minotor ile savaşıyordu. Elbette devamı vardı.

Okkalı bir küfür savurduktan sonra Percy'nin yanına gittim ve kikloplardan birini kendi üstüme çektim. İri kiklop beni gördüğü zaman bağırmaya başladı. Tüm canavarlar çekilirken olayı anlamaya çalışıyordum.

Gerçekten ne haltlar dönüyordu burada!?

"Neler oluyor?"

Dedi Lily.

"Geri çekiliyorlar. Ama... Bu çok saçma..."

Dedi Kira. Kafamla onu onayladım. Etrafımda dönüp kasabanın içine kurulduğu ormana baktım. Tek ses duymuyordum. Ya da enerji yoktu. Bitkilerin kendi enerjisi dışında yabancı bir enerji bulamıyordum.

Ve mekan değişti.

12 Olimposlu karşımızdaydı. Clohe hızla reverans yaparken gözlerimi devirdim. Aptal...

Olimpos Prensesi // TAMAMLANDI // DÜZENLENECEK Where stories live. Discover now