♣ 1.Bölüm ♣

4.1K 229 44
                                    


Kapının yanındaki boy aynasında kendimi süzerek evden çıktım. Çok heyecanlıydım. İzmir'deki ilk okul günümdü.

Adım Asel. 17 yaşındayım. Lise üçüncü sınıfa İzmir'de devam edeceğim için tabiri caizse mutluluktan uçuyorum. Şanlıurfa'da yaşamaya devam etmeme fikri beni benden alıyor. Tamam, memleketim o kadar da kötü değil. Yaşadığım onca anıyı hiçe de sayamam fakat doğuda doğup büyüyen ama bir türlü ayak uyduramayan bir kızdım. Bu yüzden batıda yaşama fikri ister istemez hoşnut geliyordu kulağa.

İzmir'e taşınma sebebimiz benim. Ailevi sorunlar bizi buraya sürükledi.

Ben liseye kadar özgürlüğüme düşkündüm. Annem ve babamın da tek çocuğuydum. Her istediğim alınır, asla kalbim kırılmaz ve bir dediğim de ikiletilmezdi. Durumumuz gayet iyiydi. Aslında bunu anlatmaktan veya birilerine söylemekten pek de hoşlanmam.

Şanlıurfa'nın en gözde ailelerindeydik. Babamın isminin geçtiği yerde insanlar ayağa kalkıp düğmelerini ilikliyordu. Bu hep böyleydi. Babam işinde başarılı, oldukça iyi bir iş adamıydı. Okul yaşantımda ise, çevrem genişti. Etrafımdakilerin sevdiği bir tiptim. Yani öyle görünüyordu. Sevecen tavrım herkesin benle konuşmak istemesine sebep oluyordu. Oldum olası yapmacıklıktan kaçınmışımdır. Hep özgür olacağımı ve hayatımın bu denli maceralı geçeceğini umuyordum.

Babamın ve annemin başörtü isteği karşısında şoka girmiş, reddetmiştim. Evet, bunu bekliyordum ama asla bana göre bir şey olmadığını aile içinde dile getirmiştim. Akrabalarım başörtüsüzleri dışlıyor ve onları din düşmanı görüyorlardı. Ne saçmalıksa! Annem ve babam pek ısrar etmedi bu konuda. Kendi irademe bıraktılar. Doğrusu da bu değil mi zaten? Başkalarının görüşlerine karışmakta neyin nesi? Hiç tanımadığım ve yolda görüp de selam vermediğim akrabalarım bir anda bana emir verme hakkına bürünmüşlerdi. Gerçekten dayanamıyordum. İbadet konusunun içten gelecek bir şey olduğunu idrak edemiyorlardı. Babam kısa süre sonra evimizi İzmir'e taşıma kararı aldı. Şirketiyle alakalı tüm işlemleri halletmişti. Zaten orada tanıdığı birçok eşi dostu vardı. Onun için daha iyi olacaktı bu durum.

Belki de akrabalardan uzak yaşam sürmek bize daha iyi gelecek, evimize huzur dolduracaktı. Sadece halam ve amcamı geride bırakmak benim içimi cız etmişti. Onlar bu durum karşısında her zaman bizim yanımızda olmuşlardı. Bizi savunmuşlardı.

Birkaç kişi daha vardı geride bıraktığımda içimi yangına çevirecek olan, su döktüğümde bile ateşini söndüremeyeceğim insanlar.

Bu yaşadıklarım film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Okulun kapısına vardığımda kendime çeki düzen verip okulun bahçesine ilk adımımı attım. Gözlerimi yere devirdim ve yürümeye başladım. Herkesin gözü benim vücudumda toplanmıştı, biliyordum. Çünkü okuduğum kitaplarda hep böyle oluyordu.


Orda Kal Portakal  Where stories live. Discover now