♣ 23.Bölüm ♣

353 40 9
                                    

Gönderilen ; Meriç

Peki öyleyse arkadaş olalım. Ama lütfen senden neden ayrıldığım konusunda soru sorma.

Mesajı gönderdim. Aslında yazdığım mesaj bu değildi. Birçok şey yazdım ama içime sindiremeyip sildim. Yazdığım mesajı gönderdikten sonra pişman oldum. Bugün olan o olay, arabamın içinde yan koltuğumda oturuyor olması halen beynimi meşgul ediyordu. Keşke sorsaydım "Ne işin vardı arabamda?" diye. Büyük ihtimal halüsinasyon görmüştüm. Benimle dalga geçebilirdi. Benim deli olduğumu düşünebilirdi ama bildiğim tek şey vardı, onu görmüştüm. O yüzden Kutay'ın arabasına çarpmıştım. Bu gerçek değiştirilemezdi.

Uzun süre uyumadım. Gönderdiğim mesajın ardından hiçbir titreme sesi gelmemişti telefonumdan. Gerçi yazdığım mesaj mıydı onunkinin yanında? İki cümleden oluşuyordu benimki. Onunki ise bir paragraf.

''Kızım kalk artık gözlerin şişmiş. ''

Annemin sesiyle gözlerimi açtım. Esnedim. Saat on ikiydi. Asla bu kadar uyumazdım. Birçok kişi hafta sonunu uyuyarak geçiriyordu ama uyumak bana çok tersti. Hafta sonumu genellikle The Vampire Diaries veya Glee izleyerek, kitap okuyarak geçirirdim.

"Kahvaltı yaptınız mı anne? '' diye sordum yatağımdan kalkarak. Gözüm kapalı ayağımı terliğimi bulmak için parkede gezdirdim. Ayağıma bir şeyin battığını hissettim. Acıdan çığlık attım. 

''Ah, kızım dikkat etsene. Dün gece bir şey mi kırdın? ''

''Hayır anne, '' dedim. Komidinin üzerinde duran kavanozun bir parçası yerde parçalanmış haldeydi.

''Kızım kırdığın kavanozdan bir habersin. ''

'' Anne hatırlamıyorum. ''

Cidden hatırlamıyordum. Bilirdim. Kırsaydım bilirdim. Bugünlerde kendimde değildim. Ne yaptığımı ne biliyor ne de hatırlıyordum.

''Sevde dolaptan tentürdiyot ve pamuk getir. ''

Annemin seslenişi üzerine Sevde teyze geldi ve ayağıma pansuman yaptı. 

''Teşekkür ederim Sevde teyze, '' dedim ve yanağından öptüm.

''Bir şey değil kızım. Dikkat et. ''

''Sevdeciğim buraları temizlersin sen. Kızım sende terliğini giy başına iş açma. Giyin aşağıya gel. Kutay seni bekliyor. ''

Annem taramalı tüfek gibi konuştu. Konuşmayı bitirip odadan çıktıktan sonra kendime gelip Kutay'ın  bizim evde olduğunu algıladım. Ne işi vardı? Tek bildiğim şey şansımın olmadığıydı. Gerçekten şansım yoktu. Onunla tüm gün boyunca uğraşamazdım.

Kot şortumu giydim. Üzerime kuru kafa desenli tişörtümü giydim ve saçımı topuz yaptım her zamanki gibi.

Merdivenleri indim. Babam, annem ve Kutay salonda oturmuş kahve içiyorlardı. Salona girmek istemiyordum. Aşağıya indiğim gibi direkt mutfağa girdim.

''Sevde teyze bana kahvaltı hazırlayabilir misin? '' dedim ve masaya oturdum.

''Kızım salonda seni bekliyorlar. Ben seni kaldıracaktım ama erkenden Kutay gelip beni tembihledi. İkiniz kahvaltıyı dışarıda yapacaksınız. ''

Ayağa kalkıp buzdolabına doğru yürüdüm. Elime ne gelirse masaya koydum.

''Sevde teyze ben kahvaltımı yapacağım. Sonrada odama çıkarım. Kuta'ya söylersin. ''

''Kızım ne saçmalıyorsun? Herkes kahvaltısını dışarıda yapmak isterken sen evde yapmaya direniyorsun. Hayret bir şey, '' dedi gülerek.

''Konu Kutay olunca her şey farklı bir boyuta ulaşıyor Sevde teyzeciğim, '' dedim çilek reçelini ekmeğe sürerken.

Orda Kal Portakal  Where stories live. Discover now