♣ 28.Bölüm ♣

399 33 19
                                    

Yanımda İbrahim oturuyordu.

Bu hiçte adil değildi. Yaşadığım hiçbir şey adil değildi. Zaten zor durumdaydım, fazlasıyla. Birde bu mu çıkmıştı Allah aşkına? İki erkeğin arasında kalmıştım. Hem de ikisi de başka şehirdeydi. Bir iki saat içinde ise arasında kaldığım, seçim yapmakta zorlandığım iki erkek aynı şehirde olacaklardı. Ve benim seçim yapmam kat be kat daha zor olacaktı. Büyük olasılıkla İbrahim'le bir süreliğine aynı evi paylaşacaktık.

Babam ağır bir yükü sırtlanmış gibi hissediyordu. İsa amcayı uzun süre ziyaret etmemesi kendisini suçlu konumunda hissetmesine neden oluyordu. 'Ona olan borcumuzu İbrahim'e yardım ederek ödeyeceğiz' demişti iki gün önce. Aklıma, İsa amcaya olan borcunu ödemek için İbrahim'i evimizde bir süreliğine ağırlamak istemesi gelmemişti. Demek İbrahim'in hava değişikliği, ortam değişikliği yapmasıyla babam borcunu ödemiş olacaktı. Bu, bu aslında fena fikir değildi. İbrahim için iyi olabilirdi. Peki ya ben? Benim düştüğüm durumu toparlamam için gereken zaman, ne zaman verilecekti? Ben ne zaman sıvamak yerine yaptığım pisliği yok edecektim?


Bir iki saatlik yolculuk bana epey uzun gelmişti. İç sesim ve ben saatlerce tartıştık. Ne yapacağımı kestiremiyordum.


***

''Ah, hava mükemmel, '' dedi İbrahim ve derin bir nefes aldı. 

''Kesinlikle, '' dedi babam.

''Baba İbrahim bizde kalacak değil mi? '' diye sordum babama dönerek.

''Kızım sorduğun soru çok saçma değil mi sence? '' dedi annem gülümseyerek. 

Bir umut, dedi iç sesim.

Bir umut, sor.

''Tamam tamam, '' dedim gülerek. 

''Asel rahatsız olacaksan eğer otelde kalabilirim. ''

''Hayır tabii ki. Bu tamamen mükemmel bir şey. Seninle uzun süre sonra aynı evi paylaşmak. ''

Bozulmuş muydu? Evet bozulmuştu. Tahmin edebiliyordum çünkü eskiden de şaka da olsa her söylenen şeye kızıp, burun kıvırıyordu. Değişmeyen bir özelliği daha!

Biz öyle ayak üstü sohbet ederken şoför geldi ve bizi aldı. Yarım saat süren yolculuğun ardından evin önünde durduk.

''Hadi bakalım. İnin siz. '' Babam Galiba şirkete gidecekti. Annem indi. Annemin arabadan inişinin ardından İbrahim de indi. Benim kapımı açtı. 

''Buyurun, hanımefendi, '' dedi gülerek.

''Teşekkürler beyefendi. ''

''Ee, ne yapacağız bakalım? Sevde de yok. İzin almıştı. Ne istiyorsunuz? Ne yapayım size? '' dedi annem mutfağa ilerlerken.

''Bir şeyler atıştırmak ister misin? '' diyerek İbrahim'e sordum.

''Hayır, teşekkürler. ''

''Anne zaten birazdan akşam yemeği yiyeceğiz. Gerek yok. Sende kıyafetlerini değiştir de dinlen. Biz yukarıya çıkıyoruz. İbrahim'e evi gezdireceğim, '' dedim bağırarak. Beraber yukarı kata çıktık.

Misafir odasına doğru ilerledim. O da arkamdan geliyordu.

''Burayla idare edeceksin, '' dedim ve kapıyı açtım. Oda uzun süredir kimseyi ağırlamamıştı. Meryem en son burada kalmıştı. Eminim ki Sevde teyze onun gidişinin ardından güzelce bir temizlemişti odayı.

Orda Kal Portakal  Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang