10. Bölüm: "küçük aptallıklar büyük sonuçlar."

168 25 18
                                    










Mark Tuan


Soğuk su.
Daha da soğuk su.
Ekstra soğuk su.
Beynimin içinde ki düşünceler donana kadar kadar soğuk suyun altında bırakmıştım kendimi. Bu kadar soğuk suyun beni hasta edebileceğini biliyordum ama düşüncelerin beni deli etmesindense bedenimi feda edebilirdim. Böylelikle uzun bir süre hiçbir şey göremeyecek kadar derin bir şekilde uyurdum. Hasta olduğumda yemek bile yemeden uyurdum çünkü o bedenim kalkamazdı yataktan. Bir şeyler yiyince ise bir süre sonra istifra ederek çıkartırdım. Midem hiçbir şeyi alamayacak, sindiremeyecek kadar yorgun düşerdi çünkü. Kabul etmezdi böylece yemekleri. Ona iş çıkartmamı istemiyordu midem bile..

Ve böylelikle tek yaptığım uyumak olurdu.

Kemiklerime kadar buz tutmuş olmak umrumda olmadı. Hızlıca bir şeyler giyindim. Ardından saçlarım şekillendirerek kuruttum ve yüzüme kremini, nemlendiricisini sürüp odadan çıktım. Çoktan 40 dakikayı geçmişti. Çok bekletmiştim onları. Merdivenlerden hızlı hızlı inerek salona girdiğimde Jackson'ın telefonla konuştuğunu görmüştüm. Kafasıyla selam verip tekrardan önüne döndü. "bu konuyu sonra halledelim."

"sonra jaebeom."

"tamam, görüşürüz." Ve kapatıp ayağa kalktı. "Hazırsan çıkalım?"

"Hazırım." Hazır olduğumu söyleyince masadaki anahtarları alıp bahçeye doğru seslendi. "Anna, Aimee hadi gidiyoruz!" Üzerinde tek bir kırışıklık bile olmayan beyaz tişörtü vardı ve altına da kot pantolonunu geçirmişti. Beyaz ayakkabıları vardı ve saçları oldukça düzgün, kıvrımlı bir şekilde alnına düşüyordu. Tanrıya şükür ki restorana gideceğimiz detayını unutmamış ve düzgün giyinmiştim. Beyaz pantolonum, beyaz tişörtüm ve üzerimde de düğmelerini açık bıraktığım gömleğim vardı.

Eğer unutsaydım eşofmanla bile gelebilirdim neyse ki biraz olsun dikkatli bir insandım. Anna elinden tuttuğu Aimee ile içeriye girdiğinde Aimee koşarak kucağıma zıplamıştı. Buna oldukça alışmıştım. Bu yüzden hızlıca onu havada yakalayım kucağıma aldı . Ve arkalarından kapıya doğru ilerledim bende. Aimee kucağımda saçlarıma dokunuyordu. "Amca.. bu abinin saçları çok yumuşak."

Kapıyı kapatıp arabaya doğru ilerlerken Aimee'nin sözlerine gülümsemiştim. Her seferinde böyle tepkiler vermeyi bırakmayacaktı sanırım. Ve bunu Amcasıyla paylaşmak konusunda da ısrarcıydı. Jackson ona kısa bir bakış attı. "Çok şanslısın o zaman Aimee."

Aimee onu duymamış gibi ısrarla konuşuyordu. "amca bu abi benimle kalabilir mi? Ç-çünkü bu abi çok çok yakı-"

"Yakışıklı." Diyerek bıkkınla sözünü kesti Jackson Aimee'nin bir yandan da göz devirerek "Biliyorum Aimee. Günde doksan kere kuruyorsun bu cümleyi.. ve cidden kıskanıyorum artık. Amcana hiç yüz vermiyorsun." Söylenmişti.

Arabaya yaklaştığımızda Jackson kendinin süreceğini işret ederek şöför koltuğuna geçmişti. Anna yanıma yaklaşarak Aimee'yi kucağımdan almak istedi. "Sen öne geç Aimee seni sıkmasın."

Aimee sıkıca boynuma sarıldığına Anna'ya "biz böyle çok iyiyiz annesi. Merak etme sen bizi o beni sıkmaz. Değil mi Aimee?" Ona sorduğum soruya kafasını sallamıştı şirince. Bir elimle Aimee'yi sıkıca tutarken diğeriyle de ön kapıyı açarak oturmasını istercesine gülümsedim. "Tamam o zaman. Bunu sen istedin." Diyip pes ederek oturmuştu öne. O kemerini bağlarken bizde arka koltuklara geçmiştik. Aimee kucağımda öylece yolu izliyordu. Üzerinde kırmızı bir elbise vardı. Ve çilekli uzun çoraplarıyla da oldukça şirin duruyordu.

FOREVER: Manager | JARK (2. sezonu eklendi)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora