30. Bölüm: "Asistan-Patron fantezisi."

164 15 100
                                    



Ve yeni bölüm.
Farkında mısınız ısrarla yeni bölümü hızlı atacağım diyip diyip atamıyorum..
Çünkü bir sürü sorun çıkıyor bir sürü bir sürü ve hepsi benden çok fazla şey götürüyor. Ben de tekrardan kendimi, kendime getirene kadar, bölüm yazana kadar çoktan dört beş gün geçmiş oluyor.

Ve bu kısır döngü oldu artık.

Bu arada bu bölümü Papatya hanım efendilere ithaf ediyorum. Söz vereli çok oldu ama olsun o benim neler yaşadığımı biliyor. Bu yüzden darılmayacaktır bana.

Umarım gerçekten de onun hak ettiği ve sizin de o kadar beklediğinize değecek bir bölüm olmuştur.

İyi okumalar.

💚









Mark Tuan



Ben banyodan saçlarımı kurulayarak çıkarken o da tam o sırada üzerine montunu giyiyordu. "Gidiyor musun?"

"Evet, geç bile kaldım." Monta kollarını geçirirken yanımdan geçip saatini aldı. O saatini takarken bende omzuna küçük bir öpücük kondurarak havluyu kirli sepetine atmaya gitmiştim. "Nadia'nın hazırladıklarından yedin değil mi? Kontrol edeceğim bak."

"Yedim yedim."

Köşedeki kirli sepetini açtığımda gözüme kazağım ilişti. "Çıkıyorum ben!" O sırada Jackson odadan çıkmıştı bile.

"Bu sarılmayı sana emanet ediyorum. Sen de ona teslim et. Lütfen, bunu bir annenin çaresiz bir dileği olarak gör."

Kapağını kapattığım gibi odadan çıkmıştım. O sırada anahtarı almış kapıya doğru ilerliyordu oda. "JACK!"

Jackson birden bağırdığım için korkarak ve şaşırarak bana dönmüştü. "Mark vallahi Milo ayakkabının üzerine tuvaletini yaptığında temizled-" Aptal.

O ellerini suçsuzum dercesine havaya kaldırırken ben bunu fırsat bilerek sıkı sıkı sarılmıştım göğüsüne. Başta şaşırmıştı evet ama sonradan elleri yavaşça indi. Kıkırdaması kulaklarımı sararken kollarını onun arasında kaybolan ince bedenime sarmıştı. Küçük bir öpücük hissettim saçlarımda beni huzurla dolduran.

"Birileri anlaşılan çok özlemiş beni?"

"hem de çok özlemiş."


•••


"Ben o zaman dışarıda menajerin, şirkette asistanın mı olmuş oldum şimdi?"

"Bu güzel oldu mu?"

"Olmuş." Jackson beyefendimiz mağaza da alışveriş yapıyordu. Ve asla beni sallamıyordu. "Ya Jack, bir şey sordum." Yine de mecburen elimde paketlerle arkasından koşuşturuyordum ben de. "Aynen öyle oldun.." üzerinde tuhaf bir deseni olan cekete doğru ilerledi. "Baksana bu nasıl?"

"Kötü, bunu giyersen yolda bir bacak açıp otostop çekmediğin kalır." Yeşil, parlak ceketi elinden alıp geri yerine astım ve o yürümeye başladığında tekrardan peşinden gitmiştim. Bir yandan da söylene söylene saate bakıyordum.

FOREVER: Manager | JARK (2. sezonu eklendi)Where stories live. Discover now