Sezon 2 / 1 Bölüm: "Jackson'lanmış bir Mark mı?"

97 9 27
                                    





Evett, yeni sezonun ilk bölümünü hem tatil hem de Mark'ımın şerefine bugün atayım dedim. Nasıl bir bölüm oldu bilmiyorum ama değişen çok şey var gibi...

Her neyse yine de yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar!




^



Bir yıl sonra




Jackson Wang


"Mark, bebeğim... in kucağımdan hadi, her yerin tutulacak yine bak." Rahatsız etmeyecek derecede kısık bir sesle saçlarına dudaklarımı bastırırken, sağ elimle de sırtını okşuyordum yavaşça. Diğer elimle ise saatlerdir mouse ile klavye arasında mekik dokuyordum. Klavyedeki parmaklarımı, saatin sabahın beşi olduğunu gördüğümde çekmiş ve saçlarının arasına yerleştirmiştim, onu uyandırmak için ancak o önce "I, ıh. Burası daha rahat." diyerek huysuzca mırıldanmış sonra ise kucağıma, sanki yer varmış gibi, daha da yerleşmişti.

Saatlerdir kucağımda, öylece benimle, bu odaydı. Ben çalışıyordum, oda yanımda duruyordu. Normalde uyuması gereken bir yatağı varken, her zaman beni tercih ediyordu. "Sana öyle gelebilir ama benim artık bedenim uyuşmaya başladı." Hafiften poposunu pış pışladığımda, kollarını biraz daha sardı boynuma. "Biraz daha sarılsam olmaz mı? Saat beş olduğunda kalkacağım söz."

"Dünya güzelim, saat beş zaten."

"O zaman altı." Ve gözlerimi devirdim bu inatçı tavrına karşılık. Ona kalsa saat altı da olurdu, yedi de, sekiz de... biliyordum. Uzun bir zamandır birlikte yaşıyorduk, bazı hareketlerini ezberlemiştim artık.

"Sabah sekiz gibi toplantıya gitmemiz gerek, ikimizde felç olmuş şekilde mi gidelim istiyorsun? Hem saat 1'de de yayınım var."

"Hep meşgulsün..."

"Aylık planımı hazırlayan sensin Mark..." Diyerek düzelttim cümlelerini tıpkı bir hafta önce de düzelttiğim gibi. Ama o, benim onu düzeltmemden hoşnutsuz bir tavırla söylenmişti yine, gözlerini devirdiğini de hissediyordum. Her hafta yaşanıyordu bu konuşmalar çünkü, artık ezberlemiştim diyordum ya cidden çoğu tepkisini ezberlemiştim artık. "Evet ama boş vakit bıraktırmayan da sensin."

"Çalışmayı seviyorum biliyorsun." Düşmemesi için beline sarmaladığım kolum, üzerindeki kısa tişörtünün altından ve şortunun üzerinden içine doğru kaydı. Ve sakince parmaklarımla tenini okşamaya başladım. Bu onu hep rahatlatıyordu.

"Çalışmayı mı daha çok seviyorsun, beni mi?" Diye sordu inatçı tavrını sürdürerek. Yok ya bunun rahatlayası yoktu bu gece tamam.

Ama var ya rolleri değişmişiz gibi hissediyordum tam şu an. Bunu hep ben yapardım çünkü; çocuk olan da bendim, mızmızlanan da bendim, onu işinden edecek hale sokan da bendim. Tabii, eskiden; şimdi ise benim yerime, o böyleydi.

Yine de büyük bir sabır göstergesine sahiptim. "Mark, uykun gelmiş gerçekten de. Baksana, yine senden beklenmeyen tavırlar göstermeye başladın."

"Sabah göremiyorum, akşam göremiyorum ve şimdi gece de sen gönderiyorsun yanından..."

"7/24 birlikte çalışıyoruz Mark, ne demek göremiyorum?"

"Evet ama," doğruldu sakince kucağımda; suratı biraz şişmiş, gözleri kızarmış, saçları ise dağılmıştı. Devamlı olarak olarak boynuma bastırdığı dudakları ise kızarmış ve şişmişlerdi. "Bu kadar yakından göremiyorum." Yerinde hafiften kıpırdanarak bana doğru yaklaştı.

FOREVER: Manager | JARK (2. sezonu eklendi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin