-diğer manager isimli kitabımla hiçbir bağlantısı yoktur-
"Gözlerimin çok parlak olduğunu söylüyorsun oysa göremiyorsun güneşin sen olduğunu. Ben, yavaş yavaş sönmekte olan bir aydım. Şimdi sana vardım. Sana kandım. Seninle parladım. Eğer sende gide...
Merhaba... bu açıklamayı ne zaman görürseniz görün yine de okumanızı tavsiye ediyorum. Aylaar sonra, kitap bitmiş haliyle okumaya başlayan okuyucuların bile okumasını tavsiye ederim çünkü bu 2. Sezonun size tuhaf kaçtığını düşündüğüm gidişatı için oldukça önemli olacak.
Her neyse uzatmadan açıklamaya geçeyim.
Öncelikle ilk sezonun üzerinden aylar geçtiğini hepimiz biliyoruz. Normalde 2. Sezon yazma gibi bir fikrim olmayarak bitirmiştim bu kitabı ancak sonradan anlık gelen bir özlem mi dersiniz, sanki bitmemişlik hissi mi dersiniz ne dersiniz bilmiyorum ama birden yazma kararı aldım. Ancak yazma kararını aldığımda başka bir kitabı yazıyordum bu yüzden hemen başlamadım. İşte o zamandan kurguladım ucu açık bir şekilde bu ikinci sezonu.
Ardından da sizinde fikrinizi alarak yazmaya başladım.
ŞİMDİİ ASIL KONUMUZA GELELİM Birinci ve ikinci sezon arasındaki kişilik farklılıklarını açıklayacağım size. Aklınıza takıldığını düşündüm çünkü.
Öncelikle bu sezondaki tepkileri, Mark'ın ve Jackson'ın beklenenden çok daha farklı bir tepkiyle olayları karşılamasını anlamlandıramayanlara özel bu açıklama; Şöyle ki birinci sezonda her şeyiyle Mark'ı seven, onun sinirleriyle oynayan, yaramazlıkta sınır tanımayan, fanlarına güvenen, asla ama asla Mark'tan ayrılmayacağını düşündüğümüz bir Jackson vardı ki hala var sadece kaybetme korkusunun verdiği histen dolayı kaçmış bulunmakta. Bunu da Youngjae olayındaki tepkisiyle bağdaştırmanızı istiyorum biraz. Jackson'ın en büyük korkusu ve çekingenliği kaybetmek. Youngjae olayında kendini suçladı, kendini uzaklaştırdı, kendini cezalandırdığını düşündü. Jackson'ın bu konuda hala büyümeyen çocuksu bir ruhu var ve şimdi de Mark konusunda aynı tepkiyi veriyor. Yoksa hiçbir kuvvet ayırabilir miydi onu Mark'tan?
Mark'a gelirsek, Mark'ı birinci sezonda daha -Jackson'ın tabiriyle- kuru odun, daha kararlı ve daha agresif mi desem yoksa bu konulardaki kararları başından beri belli olan birisi mi desem... siz anladınız işte. Öyle tanıdık biz Mark'ı. Ama birinci sezondaki Mark, güvensizdi. Gerçekten, kendinden daha çok seveceği birini, gerçek sevgiyi hissetmemiş birisiydi. Birisine tam anlamıyla bağlanmamış birisiydi. Ama şimdi Jackson'a gerçekten ihtiyacı olan ve kaybetmeyi göze almayacak birisi. Jackson'a alışmış, sevgisine saklanmayı öğrenmiş birisi. Mark her ne kadar başlarda yıkılsa da hep güçlü bir ruha sahipti, inatçı ve bir şekilde hep ayağa kalkan birisiydi. Bu olayda da ondan geri çekilme beklediniz hepiniz biliyorum. Hatta hepiniz Mark ayrılacak Jackson'ı korumak için diye düşündünüz bunu da biliyorum ama size mükemmel bir gol attım heheheeh (pek övülecek bir şey değil biliyorum kızmayın aşxmalsamslsmssm)
Şimdi, Jackson onu koruma altına aldı ve çekildi. Çünkü düşünsenize sevginizin birisine zarar verdiğini? Onu anlamaya çalışın, kimse kendi yüzünden birisinin zarar görmesini istemez. Gerçekten kötü kalpli değilse. Ki Jackson her şeyden çok Mark'ı seven kişi. Onun için çok büyük ve zorlu bir karardı, bu yüzden Jackson'a başlarda kızmanızı istemem. Tıpkı birinci sezonda o zarar görmesin diye Jackson'ın menajerliğinden istifa eden Mark'a kızmamanızı istemem gibi.
Mark şimdi eskisinden daha özgüvenli bir şekilde ayağa kalktı. Daha farklı bir şekilde. Bu değişiklik sizi çok şoka sokmuş olabilir ya da ikilime ben de işte bunu açıklamaya geldim.
Birinci sezonun kahramanı Jackson ise ikinci sezonun kahramanı da Mark olacak. Bunu yılbaşı gecesi bölümü itibariyle de anlayacaksınız zaten. Jackson Mark'ı kazanmak için yaptıklarını, şimdi karşı taraftan görecek. Bir nevi kendiyle yüz yüze gelecek. Verdiği değeri, hak ettiği şekilde alacak. Ve bakalım sonuç nasıl olacak... burası şimdilik sır :)
İşte çok uzun konuşuyorum ben ya kısacası şöyle ki, tahtları yerinden sallayacak bir ikinci sezonla geldim. Sevginin insanları nasıl bir değişime soktuğunu görün istedim. Mark'ta ki değişimlerin kaynağı da budur. Birinci sezon gördüğünüz Jackson'ı, ikinci sezonda Mark olarak görün istedim, böylece birbirlerine ne kadar bağlı ve uyumlu olduklarını anlayın diye.
Şimdi anlamışsınızdır diye umuyorum... başka sorularınız ve aklınıza takılan yerler varsa da sorun istiyorum. Tek tek hepsini açıklayabilirim size.
Bu açıklamayı yazmaktaki amacımın da biraz korkuyor olmam. Acaba ikinci sezon memnun etmiyor mu kimseyi diye çünkü birinci sezonun verdiği o gerçekten güzel ficti hissini sizin için ikinci sezonla bozmak istemiyorum. Eğer derseniz ikinci sezonda karman çorman ettin bence olmaz böyle diye, kaldırmayı bile düşünürüm ki düşünüyorum da şu an. Bu yüzden hem açıklamayı yapıp hem de fikrinizi almaya geldim.
Devam mı yoksa 1. sezonda kalmalı?
Mutlaka yanıtlayın olur mu? Çünkü çok önemli fikirleriniz benim için :(
Cok cok cok lovelıyorum sizi.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
