21. Bölüm: "Herkes kendi zihninin korkağı."

168 19 78
                                    



Merhaba. Size bir geçiş bölümü getirdim bu saatte. Geçiş bölümlerini yazmakta zor biliyor musunuz çünkü artık zemini oluşturdum ve şimdi katlarını çıkıyorum.. o her katta bizler yaşıyoruz. Onlar nefes alıyor. İşte bu yüzden çok zor kısımlara geldik diyebilirim.

Ve evet bu bölüm geçiş bölümü. Hani size demiştim ya üç dört bölüm önceki bölümde;
"Geçiş bölümü diğer bölüme hazırlıktır. Diğer bölümlerde ki olayların zeminidir. Bu bölümde öyle. Bu bölümün sessizliği diğer bölümlerin çığlıklarında kaybolacak." Diye.
Hah işte bu da onun devamı, devam bölümü. Artık sessizlik kalmadı. Artık çığlıkların ortaya çıktığını göreceksiniz.

Yavaş yavaş bildiğiniz bilmediğiniz, içten içe savaşta olan her acı ortaya çıkacak. Ve evet bu geçiş bölümünün kendine özel bir çığlığı var.

Olaylar artık tam anlamıyla başlıyor. Zemini geçtik, katlardayız. Şu an 3. Kattayız. Yavaş yavaş çıkacağız ve 7. Kattan sonra bir çatı kuracağız. O çatı hepimizi koruyacak.

Zemin ben olacağım, katlar karakterlerin olacak. O çatı katı da size ait olacak,
Ve hepimizi koruması için de bir çatı çizeceğim, o çatı da bu kitabın finali olacak.

Sizlerde beğeni ve yorumlarınla bana güç olun bana tamam mı? Ben bu kitabı sizin gücünüzle taşıyabilir ancak. 💖

Neyse tutmayayım ben sizi
Şimdi okuma zamanı.
İyi okumalar.

💚





Jackson Wang;

Benim düşüncelerim olmazdı zihnimin içinde, şeytanlarım olurdu. Hepsi bana düşmandı. Beni kötüye yöneltmezlerdi onlar. Kötüyü bana yöneltirlerdi. Başkasının kötü sözleri işte bu yüzden etkilemezdi beni çünkü daha kötülerini her gece ben kendime söylerdim.

Beni insanlar infaz etmeden önce
ben kendi boğazımı, kendim keserdim.

Her bir hücremin içinde kılıçlar vardı benim. Damarlarımdan akıp giden alyuvarlarımın içinde tonlarca kılıç vardı. Ve onlar akıp gittiği her bir noktayı içten içe kanatırdı.

Damarlarım boydan çiziklerle doluydu benim. Her bir noktamda büyük çizikler vardı artık. Kanıyordum ben, içten içe.

Ama o, o gece şah damarıma kondurulan tek bir öpücük.. iyileştirmişti beni. Uyuyan güzel değildim oysa ben, ben uyuyamazdım ki geceleri. Yine de onun öpücüğü kaldırmıştı beni, o uyanıkken gördüğüm sancılı rüyamdan.

Kendi boğazımı kestiğim o rüya, onun ellerimi tutmasıyla yok olmuştu zihnimin içinde.

Neden bu kadar sorumsuzlaşıyorsun bana karşı, demişti. O an, ona kaçtığımı bilmeden. Oysa sendin beni kandıran, beni yok eden.

Söylesene Mark kan revan içinde olan seni bulsam bir gece, tutsam ellerinden; senin kesiklerine atmaya başlasam, kendi ellerime dikişleri. Ancak sonra yarıda bıraksam, desem "senin iyiliğin için bırakıyorum seni. Atmayacağım daha fazla dikiş." Nasıl hissedersin o an?

Kaldı ki sen yarım bile bırakmıyorsun beni. Direkt yok ediyorsun her şeyi. Yarım bırakılmış acılarımın iyileşmesini beklerken sen gelip attığın dikişleri geri sökmeyi teklif ediyorsun şimdi bana. Söylesene nasıl kabul edeyim ben bunu şimdi? Bir kere alışmışken sana..

FOREVER: Manager | JARK (2. sezonu eklendi)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu