Sezon 2 / 10. Bölüm: "Markson."

55 7 24
                                    








Değişen tek şey tarihlerdi, biz değildik. Asırlar geçsede üzerimizden, biz kaldığımız yerden devam ederdik.







1 Hafta sonra


Jackson Wang


Odamda çalışıyorken, dışarıdan gelen gürültü sesiyle dikkatim dağılmıştı. Burada böyle bir sesi çıkartabilecek tek bir kişi vardı o da Mark'tı. Merakla yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim. Koridora
çıktığımda artık yüksek tartışma sesleri daha net gelmeye başlamıştı.

Başta Mark çalışanları elden mi geçiriyordu diye düşünmüştüm ancak o böyle bir şeyi sadece çok önemli bir hatada, çok nadiren yapardı ki onu da illaki önce bana söylerdi hatta çoğunlukla ben konuşurdum onu zor durumda bırakmamak için. Çünkü o asla kendini burada, kimseden üstün görmezdi bu yüzden azarlama tarzı şeylere çok nadiren girerdi.

Yönümü odasına doğru çevirip kapısına doğru ilerlediğim sırada nefes nefes bir beden çıktı odadan. Bu Yugyeom'du. "Ah, kurtar beni Jackson ya öldürecek bu manyak beni!"

"Ne oluyor?"

"Delirdi bu yine. Kaç gündür uykusuz ve açsa artık benden çıkarttı sinirini."

"Boş yere çıkartmış olamaz değil mi?" Elbette bir şey olmuştu. Boşu boşuna insana satışacak birisi değildi.

"Ya şimdi şöyle..." Yugyeom darmadağın olan saçlarının arasına mahçup bir tavırla ellerini geçirdiğinde tam da tahmin ettiğim gibi çıkmıştı. Onu sinirlendirecek bir şey yapmış, rahat duramamıştı. "Hani geçen bana Milo'yu bırakmıştı ya.."

"Evet?"

"O eve gelmeyince, ben de Milo'yu yanımda bara götürdüm." Yok artık. "Sonra ben barda Milo'yu kaybettim." YOK ARTIK.

"NE?" Bu çocuk harbi salaktı. Harbi dayağı hak etmişti. Boyum yetse ensesinden tutup Mark'ın yanına atar, iki de dost tekmesi ben atardım kıçına. Kaşlarım endişeli ve sinirle birleşmişti. Bunu hissediyordum.

"Ya küçücük köpek! ne bileyim, birden kayboldu ama çok korktum, gerçekten. Öldüm öldüm dirildim. Ve bütün arkadaşlarımı toplayıp, gece gündüz aradık herkesle aptal köpeği ve tahmin et nerede bulduk..."
Tahmin etmekle uğraşmayacağımı, sonucu merak ettiğimi yoksa Mark'tan önce benim ağzını burnunu kıracağımı anlaması kısa sürmemişti neyse ki hızla sonuca geldi. "Biz bunu en son odaların birinde, en köşede yatağın altında uyurken bulduk... aynı sahibine çekmiş ya biz aşağıda endişeden ölürken o öylece mışıl mışıl uyuyordu. Neyse işte az önce ortak arkadaşımızla konuşuyorduk arkadaşımda pot kırınca Mark öğrendi ve ebemi tersten gösterdi en son kafamı çekmeceye şıkıştırıyordu da kaçtım. Ay bu sevgilin çok korkunç Jackson, dikkat et. Arkadaşım diye demiyorum ama tam bir cani kendisi. Evlerden ırak cidden."

"DUYUYORUM! JACKSON'I DOLDURMA BANA KARŞI." Açık kapının arasından gelen yüksek sesle birlikte Yugyeom titreyerek omzuma çarpmış ve ardından da birden asansöre doğru koşmaya başlamıştı. Aptaldı. Yemin ediyorum, aptaldı.

Arkadasından hayatı sorguladığım uzun bir süre zarfında kapı sinirle açılmıştı. "HALA BURADA- aaa Jackson.." ve Yugyeom olduğumu düşündüğü sırada beni görünce yumuşadı. Omuzlardı düştü.

"Ben çalışıyordum da sesleri duyunca merak ettim. Bir bakayım, dedim. İyi misin?"

"Özür dilerim ya, ses çıkartıp seni endişelendirmek istemezdim ama kontrol edemedim kendimi. Milo'ya bir şey olsaydı ne yapardım? Zaten yeterince ilgilenemiyorum diye ölüyorum üzüntüden. O kadar işle uğraşmaktan eve de uğrayamıyorum, uğramayınca adam akıllı da uyuyamıyorum ve biliyorsun uykusuzluk ben de sinir yapıyor."

FOREVER: Manager | JARK (2. sezonu eklendi)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora