18.BÖLÜM: Başlıyoruz..

457 306 32
                                    

Uzun zaman olmuştu' Hikayenin dönüm noktası diyeceğim bir bölüm oldu benim için

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzun zaman olmuştu'
Hikayenin dönüm noktası diyeceğim bir bölüm oldu benim için.. Işıkları kapatalım, yukarıdaki şarkıyı açıp öyle okuyalım. ^^

*Karanlığa karışsak seni görmezden gelemem..*

Aylar önce ruhumun psikolojim ile verdiği bu mücadeleyi çoğu zaman yorgunluğa vurmuştum. Oysa az önce duyduklarım her şeyin yeni başladığını gösteriyordu. Kim olduğumu bilmiyorum, tanıyamıyorum derken aslında ne kadar haklıymışım..Ruhum aylar önce göstermiş bana her şeyi ama ben kör olmayı seçmişim sanki.

Bugüne kadar yaşananları anlatmaktan, gerçekleri öğrenmekten kaçtım oysa şimdi ne haldeyim. Var ile yok arasında sevdiğim adamın kollarında kendime gelmeye çalışıyorum. Onun endişeli ama bir o kadar da kararlı sesi kollarımdan tutup ayağa kaldırmak istiyordu sanki beni.
Gerçeklerin ardından kaç zaman geçti bilmiyorum, Uzay'ın beni kucağına alıp bulutların üzerinden düşüp çakıldığım yerden kaldırması ile kendime gelmeye başlıyordum, bunu onun kokusunu hissedince anlamaya başladım..

Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda Uzay'ın derin bir nefes aldığını hissettim. Ellerini yüzüme koymuş bana bakıyordu.

-"Sevgilim gözlerini aç, hadi bak bana."

Yeşil gözleri ile buluşmak istiyordu kahverengi gözlerim, iyiyim demek istiyordu dudaklarım dudaklarına, sımsıkı sarılmak istiyordu kollarım kollarına ama yapamıyordum, vücudum bir savaşta yorgun düşmüş gibiydi..

Kendimi zorlayıp dudaklarımı açtım ve son gücümü kullanır gibi fısıldadım.

-"Uzay.."

Gözlerim bir çift yeşil göz ile buluştuğunda her şeyin kabus olduğunu düşünürken sol gözümden düşen gözyaşını yanaklarımda hissetmem ile gerçek olduğunu anladım. Her şey gerçekti, kabus değildi.

-"Burdayım sevgilim. Yorma kendini."

Ellerini sırtıma koyup beni dik bir şekilde oturttuğunda bir eli ile beni tutuyor diğer eli ile su şişesini açmaya çalışıyordu. Ağırlaşan başımı kaldıramıyordum ki duruşumu dikleştirmem ile başımın Uzay'ın boynunu bulması bir olmuştu. Başımı kaldırıp yavaş yavaş su içirdiğinde kendime geliyordum, yılların susuzluğunu yaşıyor gibi hissettim suyu içince.

-"İyiyim. Merak etme."

Uzay bir eli ile saçlarımı düzeltiyor diğer eli ile bileğimi ovuşturuyordu.

-"Ah şu her durumda ki güçlü duruşun.."

Dolan gözlerimi kapatmamaya çalışarak gözlerine baktım.

-"Güçlü duruşum? Benim mi?"

Uzay'ın gözlerinde ayrı bir anlam vardı o ân, daha önce hiç hissetmediğim. Bana kanadı kırık bir kuş gibi bakıyor, öyle ilgileniyordu. Acımak değildi bu biliyorum, bana bir şey olmasından korkuyordu, üzülmemden korkuyordu ve şimdi en büyük korkusu ile karşı karşıya gelmişti.

RUHUMUN GÜNAHIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin