33.BÖLÜM: Geçmişin Karanlığı.

240 164 49
                                    

Yukarıdaki müziği açıp öyle okuyalım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yukarıdaki müziği açıp öyle okuyalım. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım :')

Son zamanlarıma eşlik eden nedenini bilmediğim ruhumu ele geçiren hislerin, geçmişin habercisi olduğundan habersiz gözlerimi kapattığım her gece Uzay'dan uzak durmam gerektiğini söylüyordum kendi kendime. Ruhumu ele geçiren hislerin, onun gökyüzünde özgürce nefes alan ruhuna zarar vermesini istemiyordum. Onun evrenini siyah ile tanıştırmamak isterken onu siyahın en koyu tonunda kaybetmiştim. Ve şimdi siyahın en koyu tonunda bulmuştum.

Siyah, belki de bizim aydınlığımızdı. Sonuçta onu da beyaz doğurmamış mıydı? Beyazın gebe kaldığı ton nasıl olur da kötülüğü simgelerdi.. Bunu ortadan kaldırmak için simgeleri yok edecektik.

Bu hayatta her şeyin bir rengi vardı..Cesaretin, korkunun, sevincin, acının..Her duygu bir renge sahipken ruhumuzun yok muydu? Dünyaya gözlerimizi açtığımız anda bile bir rengimiz varsa ruhumuzun da vardı. Tamam ama neydi benim ruhumun rengi; siyahtan başka.
Dünyaya geldiğimiz an bize bulaşan renklerimiz hayat boyu yürüdüğümüz yollarda izimizi bırakıyor, bazen de izlerimizi kapatıyor. Kaderimizi kendisi çiziyorken, hayatımızda, kaderimizde böylesine derin bir yeri varken benim ruhumun rengi neydi? Siyah mı? Artık değil.. Beyaz mı? Daha değil.. -Mehir.

AYLAR ÖNCE KURGULADIĞIM BÖLÜM NIHAYET GELDI.♡

(YAZARIN ANLATIMINDAN)

Toprak Kara, telefonuna gelen konuma gitmeden önce Savaş Akan'ın torunlarından birini aldı. Arabasının arka koltuğuna yatırdığında baygındı, elleri bağlı her şeyden habersiz uyuyordu.

Hareket ettiğinde kilometreler sonra Savaş Akan'ın arabasını gördü. Yanındaki adamını arabada bıraktığında indi ve ilerlemeye başladı.

-"SAVAŞ AKAN!" Bağırarak ilerlediğinde Savaş Akan'ın adamlarından birini gördü, adamı gidecekleri yeri gösterince ormanın içine yöneldiler. Dakikalar sonra ağaca bağlı başına silah dayanmış Uzay ile karşılaştı. -"Uzay!" Uzay'a doğru koştuğunda adam kolundan tutarak durdurdu.

-"Sakin ol Toprak Kara." Savaş Akan, tam karşısında durduğunda ateş püskürüyordu.

-"Torunlarım nerde!"

-"Arabada! Eğer bir kişi bile benden habersiz giderse ölürler. Arabada bomba var." Cebinden çıkardığı kumandayı gösterip yerine koydu. -"Eğer arabanın etrafında tek bir adamın olursa torunlarını gerçekten kaybedersin. Denemesi bedava."

Savaş Akan, sinirle güldüğünde Toprak Kara kendinden emin, kaşlarını kaldırdı.

-"Bence oğlunu ve gelinini de ara. Gerçekleri bilmek hakları." Uzun bir sessizlikten sonra Savaş Akan, oğlu Akif'i aradı.

RUHUMUN GÜNAHIWhere stories live. Discover now