45.BÖLÜM: Nefretin Gözleri.

76 31 68
                                    

Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim♡

"Bir zamanlar sevgiyle bakan gözler nefrete bürünmüştü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Bir zamanlar sevgiyle bakan gözler nefrete bürünmüştü."

"Karanlık, sevgiyi yok etmişti."

(Mehir'in Anlatımından)

Bastığım yer ayaklarımı içine çekiyor, dalgalar arkamda bıraktığım adımları siliyordu. Kavurucu güneş tenimi yakarken gözlerimi kısıp adımlarımı hızlandırdım.

Oradaydı..

Uzay..

Giydiği beyaz gömlek ve pantolon o kadar yakışmış ki bir süre durup öylece uzaktan izledim. Elindeki küçük oyuncak kürek ile çıkardığı kumu kale şeklindeki kovanın içine koyuyordu. Rüya görüyordum..Yani yanına gidebilirdim.

"Sevgilim.." Yanına yaklaştıkça kokusu deniz kokusunu bastırıyor, evrene hakim oluyordu. Rüzgâr, kokusunu daha da hissetmeme yardımcı olurken adımlarım yanında durdu. Durduğum ân gördüğüm manzara ile bedenim titremeye başladı.

Uzay, karşısında küçücük bir kız çocuğu ile kumdan kale yapıyordu.

"Uzay!" Uzay'a ve bebeğe doğru attığım adımlar beni onlardan daha da uzaklaştırıyordu. Korkunun ve tedirginliğin doğurduğu gözyaşları yanaklarımı ıslatırken gözlerim, Uzay ve bebeğin sağ tarafında benim karşımda duran bedene döndü.

Siyah takımının kollarını sıyıran eller saniyeler içinde bebeğe yöneldi.

"Kızımı benden alamazsın!" Uzay, bebeği alan kolu tuttuğunda bebek ağlamaya başlamıştı ve ben o ân Uzay'ın kurduğu cümle ile elâ gözlü, al yanaklı bebeğin bizim bebeğimiz Güneş olduğunu anladım.

"Bebeğimi benden alamazsın!" Dakikalardır Uzay'a ulaşmayan çığlıklarım karşımdaki bedene ulaşmış olmalıydı ki nefret dolu bakışları beni bulmuştu.

Yüzüne yerleşen sinsi gülümseme ile arkasını döndüğünde bebeğimi almak için attığım adım, kumları saran zehirli sarmaşıkların etkisi ile olumsuz yanıt vermiş, düşmüştüm.

Kalktım ve düştüm. Bu, dakikalarca böyle sürdü.

Birden karnıma giren ve  tüm vücudumu etkisi altına alan sancı ile bir kez daha yere düştüm fakat bu sefer kalkamadım. Ellerim karnımda acılar içinde çığlık atarken Uzay, koşarak yanımdan uzaklaştı.

Kızımıza koştu.

Uzay, kızımızı, Güneş'imizi kucağına aldı ve gözlerim kapandı..

RUHUMUN GÜNAHIWhere stories live. Discover now