7.BÖLÜM: Kaybet Beni..

576 369 17
                                    

*Kaçmaya, kurtulmaya çalıştığın karanlığın kendisi sensin.*

-"Mehir, hadi canım uyan."

Gözlerimi Uzay'ın sesi ile açtığımda hava daha yeni yeni aydınlanıyordu.

-"Günaydın.."

Uyku tulumundan çıkıp kendime gelmeye çalıştım, saçlarımı toplarken Uzay bir bana bir tulumun yanına baktı.

-"Bu ne sevgilim?"

Uzay'ın gösterdiği yere baktığımda dün gece bulduğum kağıdı gördüm. O kağıt şuanlık Uzay'ın eline geçmemeliydi. Uzay'dan hızlı davranıp kağıdı aldım.

-"Hiç, çöp."

Uzay bana tuhaf bir şekilde bakıyordu.

-"Çöp? "

Evet anlamında başımı salladım.

-"Evet, neden bu kadar erken kalktık görünüşe göre daha kimse kalkmamış."

-"Biraz dolaşırız diye düşündüm, istemez mısın?"

-"Deli mısın tabiki isterim, çok iyi düşünmüşsün."

Uzay ile tulumlarımızı toplayıp küçük bir sırt çantası hazırladık. 

Uzay, giyinmek için kabine girdi, siyah bir eşofman, üzerine beyaz bir sweet giymiş, bende onun gibi yapıp siyah eşofman ve beyaz sweet giydim. Hava aydınlandıktan sonra sweetleri çıkarırız diye altımıza t-shirt  giymiştik ve hazırdık. Uzay sırt çantasını sırtına taktıktan sonra elimi tuttu ve yürümeye başladık.

Orman o kadar güzeldi ki..Güneş'in ilk ışıkları yeşillerin arasından geçerken öyle güzel görünüyordu ki. Derin derin nefes alarak yürüyorduk.

-"Şuan bir şarkı olsan, hangi şarkı olurdun? "

Uzay'ın sorusu ile gözlerine baktım sonrada gökyüzüne.

-"Kendimi ait hissettiğim, bu benim dediğim o kadar çok şarkı var ki..Hangisini söylesem bilemedim. Sen hangi şarkı olurdun?"

-"Senin ruhunun en sevdiği şarkı olurdum."

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.

-"İnsan kendini bir yere ait hissetmediğinde bir şarkıya, bir şiire, bir kitaba veya bir cümleye sarılıyor, ona ait hissetmek istiyor, o âna kadar kendini bir yere ait hissetmemiş çünkü.  Aitlik, çok göreceli kavram değil mi sencede? Evet, hepimiz bu dünyada bir yerlere aidiz ama nereye, sürekli değişen ve değiştikçe kendini yenileyen bu dünyada bir yere nasıl ait olabiliriz ki.. Bence bizler sadece gerçek ruhlarımıza aidiz. Başka bir şeye değil."

Uzay'ın dedikleri gerçekten beni çok etkilemişti, üşüdüğümü hissediyordum ama soğuktan değil..
Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım.

-"Gerçek ruhlarımız, gerçek. Gerçek denen şey ne ki! Neyin gerçek neyin yalan olduğunu sadece o ânı yaşayan insan bilmez mi? Peki ya o ânı yaşayan insan gerçek ruhunu bilebilir mi?"

Uzay derin bir nefes alıp durdu.

-"Ben şımdı durdum, sen durduğumu gördün ama durmaya karar verdiğimi durduktan sonra anladın, gördün. Şöyle düşün; sen beni ağlarken görüyorsun üzüntüden veya sinirden ağladığımı düşünüyorsun.
Sen benim üzgün olduğumu o ân ağladığımda anlıyor, görüyorsun.
Yüzün asık olduğunda insanların aklına üzgün olduğun gelir oysa belkide o an üzgün değilsindir sadece anlık bir tepki olarak öylesindir.
Yüz ifadelerimiz, verdiğimiz tepkiler, konuşmalarımız, davranışlarımız ve daha niceleri  bizim gerçek ruhumuzu, hislerimizi, benliğimizi saklıyor..  "

RUHUMUN GÜNAHIWhere stories live. Discover now