4.BÖLÜM: Kırmızı..

642 404 45
                                    

~
'Hayır ona dokunma, yapma. Bırak onu. Mehir!'
Uzay, korkunç bir kabusun etkisi ile sıçradığında güneş daha doğmamış, dışarısı hafif turuncu renge boyanmıştı. Derin bir nefes alarak başucunda duran suyu bir dikişte bitirdikten sonra saate bakmak için ayağa kalktı. Masasında duran telefonuna baktığında saatin sabaha karşı 04:57 olduğunu gördü. Kabusun etkisi ile uykusu kaçmıştı, telefonunu alıp yatağına geri uzandı. Gece, sevgilisinin ona mesaj olarak attığı şarkıyı açtı, galeriye girdi, aşk albümüne tıklayıp Mehir ile çekildikleri fotoğrafların arasında kaybolmaya başladı. Çok geçmeden uyuyakaldı..~

....

'Hayır dokunma ona lütfen, lütfen. Uzay!'

'Mehir, gördüğü kabusun etkisi ile gözlerini açtığında bir an nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Odasındaydı ve iyiydi. Başucunda ki komidinde duran telefonuna uzanıp saate baktığında sabaha karşı 04:56 olduğunu gördü. Kabusun etkisi ile çok terlemiş ve susamıştı. Başucundaki su şişesini eline aldığında onu dikkatlice inceledi. İçinde tozların dolaştığını gördüğünde rahatsız olmuştu. Tabi su aynı şişede günlerce kalırsa böyle olur diye kendi kendine söylenerek mutfağa gittiğinde elindeki şişenin kapağını açtı ve içindeki tüm suyu lavaboya döktü. Şişesini güzelce sabun ile yıkadı ve temiz su doldurdu. O bu işlemleri yapana kadar çoktan iki bardak su içmişti. Odasına giderken kardeşinin odasının kapısının açık olduğunu gördü, sessizce içeriye girdi açılan üzerini kapattı, saçlarından öptü ve çıktı. Odasına geldiğinde elinde şişeyi hemen yatağının yanına yere bıraktı ve telefonunu aldı. Galerisine girdi ve Uzay ile birlikte çekilmiş fotoğraflarına bakmaya başladı. Bakarken uykusu gelmeye başlamıştı daha fazla dayanamadı ve kendini uykuya bıraktı.

İkinci kez gözlerini açtığında tam anlamıyla sabah olmuştu. Uyuyakaldığı için elinden düşen telefonu eğilip yerden aldı. Saatin 07:15 olduğunu gördü. Bugünkü dersi 11'de başlıyor 13'te bitiyordu. Uzay'ın ise 9'da başlayacaktı bugün çok önemli bir sınavı vardı ve yanında olmak istiyordu.

O yüzden hemen yatağından kalktı banyoya gidip elini yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı. Odasına gelip dolabı açtığında siyah yüksek bel bir pantalon ve beyaz bir büstiyer aldı. Üzerini giydikten sonra masasında duran siyah saatini ve siyah bilekliğini taktı. Hemen banyoya geçip saçlarını taradı ve dalgalı bıraktı, yüzü çok solgun göründüğü için biraz allık sürdü, kirpiklerine hafif maskara ve dudaklarına da nemlendirici sürdükten sonra hazırdı. Telefonunu ve çantasını alıp çıktı. Ayakkabılarını giymeden önce çantasından telefonunu çıkardı ve mesaj yazmaya başladı.

KİME: UZAY
GÜNAYMIŞ..BUGÜN ÖZEL ŞOFÖRÜN BENİM. SENİ ALMAYA GELİYORUM.

Gönder tuşuna bastıktan sonra hemen ayakkabılarını giymeye başladı.
Araba kullanmayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki içinde farklı bir korku ve heyecan vardı.

(Mehir'in Anlatımından)

Uzay'ın evinin önüne geldiğimde onu beklerken biraz hava almak için dışarıya çıktım. Dışarıda çok tatlı bir hava vardı. Sokaklarda hiç insan yoktu normal olarak çünkü saat epey erkendi. Telefonuma gelen bildirim sesi beni birden korkutmuştu. Camdan içeriye eğildim ve koltuğun üzerinde duran telefonumu aldım. Uzay 'beş dakika sonra yanındayım' diye mesaj atmıştı.
Ah şu erkekler hazırlanmaları ne kadar da uzun sürüyor. Kendi kendime hem söyleniyor hem gülüyordum. Üzerime bir şey almadığım için hafif hafif esen rüzgar beni üşütmüştü. Uzay'ı bekleme devriyeme arabanın içinde devam ederken radyoyu çalıştırdım. Sanırım bugün şanslı günümdeydim çünkü açar açmaz en sevdiğim şarkılardan birine denk gelmiştim.
Gözlerimi kapatıp kendimi şarkıya bıraktım ve solist ile şarkıyı söylemeye başladım.

RUHUMUN GÜNAHIWhere stories live. Discover now