12.BÖLÜM: Neredesin..

513 334 10
                                    

Bölüm şarkısı yukarıda ^^

Bileklerimin acısı ile gözlerimi açtığımda her şeyin bir rüya olduğunu anladım. Zar zor kalkıp duvara yaslandım ve içinde bulunduğum tozlu odayı incelemeye başladım. Neresi olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu, dışarıdan hiç ses gelmiyordu. Bileğimdeki ipler git gide canımı acıtmaya başlamıştı. Onunla uğraşmaktan vazgeçtim. Başımı duvara yasladım ve gözlerimi kapattım, gözlerimi kapattığımda gözyaşlarının akmasına engel olamadım.

Uzay, ailem şimdi ne haldedir kim bilir? Acaba Uzay eve gitmiş miydi? Yarası ne durumdaydı, canı çok acıyor muydu, fotoğrafın arkasındaki mektubu bulmuşlar mıydı? Tamay onlara zarar vermiş miydi? Düşünmekten başım çatlıyordu. Arkamda bıraktığım yaralı adamı, sevgi dolu ailemi düşünüyor düşündükçe gözyaşlarıma engel olamıyordum. Ağladıkça ağzımdaki bant ıslanıyor daha fazla yapışıyordu sanki..

Hangi zaman diliminde olduğumu bilmiyordum. Belki de günlerdir uyuyordum, belki de sadece bir gün geçmişti..Bildiğim tek bir şey vardı, nerde oldugumu bilmiyordum..

Yaşlı gözlerim yorgun düşmek üzereyken kapı açıldı. Tamay gelmişti.. Tam önümde durup dizinin üzerine oturdu. Eliyle saçlarıma dokunduğunda kendimi geri çektim ve başımı duvara vurdum. Acıdığını belli etmemek için hiçbir tepki vermedim.

-"Hep böyle mi olacak Mehir, acını göstermeyecek misin bana?"

Gözlerimi devirip başka bir yöne bakmaya başladım bu onu kızdırmış olacak ki çenemden tutup yüzümü yüzüne çevirdi.

-"Dua et yaralısın yoksa gerçekten bozuşurduk."

Anlamayan gözlerle baktığımda elini alnıma götürdüğünde şiddetli bir ağrı hissetmiştim. Elini alnımdaki sargı bezinin üzerinde gezdirdi, yavaşça sargı bezini açtı.

-"Yarana pansuman yapmam gerekiyor. Eğer uslu bir kız olursan bandı çekerim."

Ben hiç tepki vermediğimde ayağa kalkıp odadan çıktı dakikalar sonra elinde bir kutu ile geldi. Önümde durup diz çöktüğünde yavaşça bandı çıkardı. Sonra da pansuman yapmaya başladı.

Bandı çıkarttıktan sonra hiçbir şey dememiştim. Ona artık hakaret bile etmiyordum hakaretler alınmasın diye..

Pansumanı yaptıktan sonra gözlerime baktı.

-"Neden bağırmıyorsun veya konuşmuyorsun?"

Ben tepki vermeyince pes edip ayağa kalktığında konuşmaya başladım.

-" İyiler mi? Zarar verdin mi onlara?"

Soru sormam hoşuna gitmiş olacak ki eğildi ve gözlerime baktı.

-"Ailen, arkadaşların hepsi sağlık açısından iyi psikolojik olarak nasıllar bilmiyorum. Uzay'ın dikişleri patlamış dün o yüzden karnını tutuyormuş. Şuan hastanede, duyduğuma göre çıkıp seni aramak için çok zorluk çıkarıyormuş. Yazık."

Tamay konuşması bittikten sonra ayağa kalktığında ağlamamak için yanaklarımı ısırıyordum. Onun önünde ağlamayacaktım. Tekrar ağzımı bantlayıp odadan çıktığında daha fazla kendimi tutamadım ve hüngür hüngür ağlamaya başladım.

Uzay..Ailem..

Tamay'ın dedikleri aklıma geldikçe daha çok ağlıyordum. Ama içten içe Uzay'ın beni bulacağını biliyordum, en azından öyle hissediyordum...

Çerçevenin arkasına bıraktığım mektubu bulurlar umudu biraz da olsa iyi hissettiyordu bana. Onları isteyerek terk etmediğimi, gerçekleri bilmiş olacaklardı.

RUHUMUN GÜNAHIWhere stories live. Discover now