42.BÖLÜM: Mucizeye Kaçış.

75 41 43
                                    

Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim♡ İyi okumalar..

Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim♡ İyi okumalar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sertap Erener- Koyudur Karanlığı

(3 hafta sonra)

"İyisin değil mi?" Ozan'ı bir an önce sakinleştirmem gerekiyordu. "İyiyim, geldiğim günden beri midem bulanıyor, sürekli istifra ediyorum."

"Öyleymiş. Bir de çok uyuyormuşsun."

"Beni sana mı yetiştirdi?!" Savaş Akan'a kızdığım ân açıklama yapmaya başladı.

"Sana ulaşamadığımda onu arıyorum uyuduğunu söylüyor."

"Anladım.." Derin bir nefes aldığımda özlemimi filizlendiren o isim döküldü dudaklarımdan. "Uzay nasıl?"

"Nasıl olabilir..Perişan. Toparlayamıyoruz. Kimseyi yanında istemiyor. Cevdet amcayla da tartışmışlar, eve sadece annesini görmeye gidiyor. Onun dışında-"

"Bizim evimizde kalıyor." Ozan'ın lafını kesip tamamladım. "Evet.." dedi çaresiz bir ses tonuyla.

"Sana bir şey soracağım?" Uzay, acaba bıraktığım sesli mesajımdan bahsetmiş miydi öğrenmem gerekiyordu.

"Mehir!"

"Şimdi kapatmam gerekiyor." Savaş Akan'ın sesiyle telefonu kapatmıştım. "Drew geldi, sende bize katıl."

"Geliyorum." Telefonu masanın üzerine koyup odadan çıktığımda yüzünde farklı bir ifade vardı, huzurlu bir ifade. Drew'i o günden sonra hiç görmemiştim, Savaş Akan laf arasında İstanbul'a gittiğini söylemişti. Beraber aşağıya indiğimizde Drew salondaydı. Elleri cebinde düşünceli bir şekilde bahçeyi izliyordu. "Selam." Sesimi duyunca gülümseyerek arkasını dönmüştü. "Selam. Biri geldi." Dedi kollarını açarak. Açtığı kollarını birbirine çarparak konuşmayı sürdürdü. "Seni kaçırmaya geldim. Dışarıya çıkıyoruz." Söylediği cümle ile kaç saniye ikisinin yüzüne baktım bilmiyorum. "Ee hadi pijama ile mi geleceksin?" Başımı sallayarak yanlarından ayrılırken aklımda olan tek şey bir şekilde bir yerden telefon bulup Uzay'ı aramaktı. Üzerime mavi jean ve beyaz salaş gömlek geçirip aşağıya indim. "Sade giysilerle bile harika görünüyorsun." Drew'ın bu iltifatları sinirlerimi bozsa da bir şey belli etmemeliydim. Yalancı bir tebessümde bulunurken Savaş Akan, elini Drew'ın omzuna koydu. "Konuştuğumuz gibi." 

"Merak etme." Güven veren bir gülümseme ile bana döndüğünde aralarında geçen konuşmayı çözmeye çalışıyordum. "Hadi!" Beraber evden çıktığımızda bir an durdum ve gökyüzüne baktım. 

Hayır Mehir, Uzay'a ve aşkınıza ihanet etmiyorsun. Seni kurtarması için çevrendekilere oyun oynuyorsun.

Derin bir nefes alıp açtığı kapıya yöneldim ve şoför koltuğunun yanına oturdum. Arabadaki parfüm kokusu rahatsız edici düzeyde değildi ama miden bu kokuyu da kaldırmamıştı. "Camı biraz açar mısın?" Başını sallayarak açtığında içeriye dolan rüzgar ile derin bir nefes aldım. "Nereye gidiyoruz?" Çok sevdiğim bir kafe var, genelde türklerin yoğunlukta olduğu bir kafe. Hava serin olmasaydı dışarıda gezerdik ama deden açık açık uyardı, hasta olmanı istemiyor." Bakışlarının bir an bana döndüğünü hissettim. "Ya..Çok sever beni." Alaycı ses tonuyla kurduğum cümle ile başımı cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım. 

RUHUMUN GÜNAHIWhere stories live. Discover now