6.BÖLÜM: Yarın Yok Gibi..

607 381 30
                                    


^^Yukarıdaki müziği açıp öyle okuyalım,hadi^^

' Evet, diğer plana geçiyorum. Bu hafta içinde okullarında bir kamp organizasyonu var oraya gideceklerine adım gibi eminim.
'Evet, bende gideceğim.
'Hayır beni farketmeleri imkansız. 'Tamam sizde orada olacaksanız işimiz daha kolay.
'Hayır, istemiyorum. Bu işe başlarken dediğim gibi benim gezegenimde sadece Ay'a yer var başka hiçbir şeye gerek yok.
'Kalbinde başka birinin olması umrumda değil. Eğer gerekirse kalbini yerinden çıkartırım. Benim olmadığım yerde başka biri de olamaz.
'Peki. Orada görüşürüz.
' Evet eminim çünkü onları sizden daha çok tanıdığımı düşünüyorum. Bir arada olmak için herşeyi yapacaklardır.
'Iyi günler efendim.

Telefonu kapattıktan sonra mutfağa gitti, bir bardak su içti ve dışarıya çıktı. Her zaman yaptığı gibi takip edecekti. Şuana kadar onu farketmemelerine şaşırıyor bir o kadar da kızıyordu. Efendisine göre takip edildiklerini farketmeyecek kadar kenetleniyorlardı birbirlerine. Bunu duymak bile kriz geçirmesine yeterdi.
Evinden çıktı, arabasına bindi ve kızın evine doğru yola koyuldu.

~
Uzun zaman sonra gözlerimi açtığımda iyi hissediyordum. Gerçekten iyi hissediyordum. Bunun sebebini tahmin edebiliyordum.
Telefona baktığımda saatin 08:15 olduğunu gördüm. Dersim bir saat sonraydı, Uzay'ın dersi benden bir saat sonraydı. Telefon elimdeyken mesaj uygulamasına girdim ve yazmaya başladım.

KİME: UZAY

'Günaymış, oysa ruhlarımız hala Ay'da dans ediyor. Onları yalnız bırakalım. Ben seni almaya geliyorum beraber geçeriz okula. 10 dakikaya evden çıkıyorum.'

Çok geçmeden Uzay'dan yanıt gelmişti.

KİMDEN: UZAY

'* Uzay ve Mehir'in bedenleri de Ay'da dans edecek inan bana.
Buna itiraz edeceğimi sanmıyorum, bekliyorum.'

Telefonu kapatıp banyoya gittim. Elimi, yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım ve odama döndüm. Dolaptan siyah yüksek bel pantolon, beyaz t-shirt çıkardım. Siyah saatimi ve serçe parmağıma yıldızlı yüzüğümü taktım. Saçlarımı hızlıca ördüm ve ışte hazırdım. Hafif bir makyaj yapıp çantamı alıp çıktım.
Arabaya biner binmez radyoyu çalıştırdım, şarkısız olmazdı.

Sanırım şarkının en can alıcı yerine denk gelmiştik.

'*Yarın yok gibi
Yarın yok gibi
Yine sarhoş
Yine sarhoş..*'

Yarınımızın olup olmadığını bilmeden ne çok plan yapıyor, hayal kuruyorduk. Sonsuzmuşuz gibi yaşıyor, öyle davranıyorduk. Oysa şuan bir kaza yapıp ölebilirim halbuki bugünkü planım kaza yapıp ölmek değil Uzay'ın yanına gitmekti..

Yarın yok gibi yaşamalıyız aslında. Çünkü gerçekten yarınımız yok. Hepimizin sadece şuanı var. Şuan onlarca insanın gözleri hayata kapanıyor ve onlarca insanın gözleri hayata açılıyor. Bizim sadece şuanımız var ve bizler gelecek için ne çok umutlar besliyoruz..

Kendimi şarkıya kaptırınca daha çabuk gelmiştim sanki. Başımı camdan çıkarıp dışarıya bakarken direkt arkamda duran siyah araba dikkatimi çekti. Ben arabayı park ederken orada görmemiştim sanırım aynı anda park etmiştik, tuhaf.
Uzay'ın evden çıktığını görünce, arabadan indim, yanıma geldiğinde birbirimize sımsıkı sarıldık.
Ayrılıp hemen kapısını açtım. Gülerek arabaya binerken birden balkonlarında bize bakan adam dikkatimi çekmişti güneşten dolayı yüzünü göremiyordum sanırım o, Uzay'ın babasıydı. Balkondan bizi izleyen adama hafif bir tebessüm edip arabaya bindim.
Emniyet kemerimi takarken merakıma yenik düşüş soruyu sordum.

RUHUMUN GÜNAHIWhere stories live. Discover now