27.BÖLÜM: Üç Dakika.

363 276 82
                                    

•Bölüm sonunda yorumlarda buluşalım sizlere sormak istediğim sorular var^^ Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın..•

"Rüzgâra karşı direnen cılız yaprak çok daha sert bir fırtınanın içinde yok olmak üzere

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Rüzgâra karşı direnen cılız yaprak çok daha sert bir fırtınanın içinde yok olmak üzere."

"Yukarda tanrı, yeryüzünde biz
İşlenen günahların bedeliyiz.."

[Mehir'i ve Uzay'ı anlatan şarkılardan biri.]

(MEHİR'İN ANLATIMINDAN)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(MEHİR'İN ANLATIMINDAN)

Bedenime işleyen soğukluğun bir nebze azalması için kollarımı bacak arama koyup dizlerimi kendime doğru çektiğimde başımın üzerinde tonlarca ağırlık var gibiydi. Göz pınarlarımdan kurtulan gözyaşı düştüğü yarayı ısıtırken karanlığa çaresizce fısıldadım. -"Sar beni kollarına Uzay..Çok üşüyorum."

Nerede, hangi zaman diliminde olduğumu bilmiyordum. Karanlık odada sadece küçük bir kare delik vardı, dışardaki soğuğu içeriye taşıyan deliği 3 tane demir parçası ile kapatmışlardı.. Yerden destek alıp sırtımı taş duvara verdiğimde elimin üzerinde hissettiğim ağırlık ile başımı çevirdiğimde Uzay siyah takım elbisesiyle yanımda oturmuş bana bakıyordu. Gözlerinden akan gözyaşlarını silmek için elimi uzattığımda ağlıyordum.. "Sen beni merak etme sevgilim. Üşümüyorum.. " Elim bir süre havada kaldığında ela gözlerine bakıyordum.. "Nerdesin Uzay? Nolur gel artık.. Dayanamıyorum." Uzay bembeyaz ellerini hafifçe kaldırıp yanağıma koyduğunda gözleri daha da yakındı, kokusu nefesimdi. Moraran dudakları aralandığında gözlerimin içine bakıyordu. "Seni çok özledim.." Sesini duyduğum ân zaman tam şuanda dursun istedim..Gözyaşlarım şiddetlendiğinde ela gözlerinden ayırmıyordum yaşlı gözlerimi. "Hangi koyu karanlık seni hapsetti.." Gözyaşlarımı silerek tebessüm ettim. "Hem benim kadar özlemiş olamazsın." Ela gözler parıldadığında tebessümümün bittiği yerde hissettiğim dudağın varlığı şiddetli gözyaşlarımı özgür bırakmıştı.. Uzay ağır ağır ayağa kalktığında ben de kalktım. "Hayır! Bu sefer bırakamazsın beni! Uzay! Uzay gitme!" Uzay'ın peşinden gittiğimde çarptığım soğuk taş duvar gerçeğe döndürmüştü.. Başımı koyduğum soğuk duvara ellerimle vurmaya başladığımda gözyaşlarım karanlığa düşüyordu. "Uzay.." Sesim yırtılırcasına bağırdığımda uyuşan dizlerimin üzerine sert bir şekilde düşmüştüm. Bir elimi duvardan ayırmadığımda kendimi geri attım ve sırtımı duvara verdim..

RUHUMUN GÜNAHIWhere stories live. Discover now