11- Beni Takip Et Küçük

4K 129 2
                                    

Keyifli okumalar...

Gözlerim kapalı. Karanlık burda. Karanlık her yerde. Ben karanlığım.

5..4.. ımm  3..2..sakinim 1.. ve evet kendimdeyim. Atlatabilirim. Ben neler atlatmadım ki?  

Gözlerimi açıp karşımda nerdeyse benimle yarım saattir dalga geçen iki erkeğe oldukça umursamaz bir şekilde bakmaya başladım. Beni deli etmeye çalıştıklarının farkındaydım ve hayır onlara bu zevki kesinlikle tattırmaya niyetli değilim.

"Ee Melih hala aç mısın?"   diye gülme seslerini bastıracak şekilde yüksek çıkan sesimle sorduğumda benimle dalga geçmeyi bir kenara bırakarak bana merakla bakmaya başladılar. Tek kaşımı kaldırmaya çalışırken "Evet bir cevap bekliyorum" dedim.

Başını yavaşça aşağı yukarı sallayınca yayıldığım koltuktan sakince kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Arkamdaki ayak seslerini duyunca sinsice sırıtmadan duramadım. Yüzümde oldukça büyük bir gülüş eşliğinde buzdolabına ilerleyip 6 tane yumurta çıkardım. Aslında 4 yumurtada yeterdi normalde omlet için ama bu öküzler kesin doymazdı ve bende açtım. 

Yumurtaları kenara koyarken arkamda kapının yakınında duran masanın yanındaki sandalyelerden çekilme sesi geldi. Oturduklarını anlayınca rahat bir şekilde hareket etme başladım ve dolapları karıştırmaya başladım. Baharat tarzı şeylerin konulduğu ufak bölmeyi bulunca mutfak dolabında eğilip kırmızı pul biberi aramaya başladım. Bulduğumda yanında duran tuzu da alarak doğruldum ve yine biraz araştırma sonucunda yumurtaları çırpacağım ufak da bir tas bulmuş oldum.

Çekmeceleri açarak iki de çatal çıkardığımda buzdolabından almayı unuttuğum margarini de aldım ve diğer malzemelerin yanına koydum.  Büyükçe bir tava çıkarmak için etrafıma bakındım ama hiç bir yerde bulamadım. Sonra sapına anca yetiştiğim benim oldukça tepemde olan dolapta aradığımı bulunca kaşlarımı çatarak onu oradan nasıl alacağımı düşünmeye başladım. En iyisi bir sandalye çekip öyle almaktı.

Tam arkamı dönüp sandalye almaya gidecekken arkamda bir beden ve oldukça hızlı nefes alan birisini hissettim. Bir el belimin yanına konarken ve beni tutarken diğer el uzanıp benim almaya çalıştığım tavayı yerinden aldı. Önüme bıraktı ve biraz da olsa çekildi. Çekilmesinden kastım bedenime değen bedenini çekmesiydi. Çünkü  daha demin oldukça birleşmiştik, resmen bir beden gibiydik. Ama hala eli aynı yerde duruyordu ve nefesi ensem ile saçlarım arasındaki o hassas noktaya çarpmaya devam ediyordu.

Yerimde huzursuzca kıpırdanmamak için kendimi oldukça kasmam gerekti. Yüreğim ağzımda atarken bunu yapmak oldukça zordu ama sonunda arkamdaki bedenin tamamen benden uzaklaşması ile rahat bir nefes aldım. Arkamı dönmeden "Sağ ol" diye mırıldandım bana yardım eden kişiye. 

Hiç bir ses gelmezken tavayı ocağa koyup üstüne göz kararı çatalla kestiğim yağı bıraktım sonra tasın içine içine kabuklarının kaçmamasına özen göstererek yumurtaları kırıp pul biber ve tuzu ekledim. Yağı çıkarırken aldığım kaşarı da kesip küçük parçalara bölerek onu da içine attım. Açıkçası belki onlar sade sevebilirdi ama umurumda değildi. Yemeği ben yapıyorsam benim damak zevkime göre yemeleri gerekti. 

Hızla çırpmaya başladıktan sonra istediğim kıvama geldiğini düşündüğüm için bıraktım ve ateşi açıp yağı bir güzel erittim. Yağ iyice kızdığında yumurtayı içene döküp bir güzel kızarttım. Tam istediğim gibi piştiğinde ateşi söndürerek yanımdaki yerini ezberlediğim yerden tabak çıkardım. İçine koyup servis edilmeye hazır halde getirdiğimde masaya gidip bıraktım.

Bana şaşkınlık ve çözemediğim başka şekilde -Neydi ? Hayranlık mı?- bakarlarken tekrar arkamı dönüp çatal ve bardakları alıp onları da masaya koydum. Buzdolabındaki kolayı almak için gittiğimde Arsen de yerinden kalkıp ekmekleri çıkarttı. Her şey hazır olduğunda oturup yemeğe başladım.

TUTARSIZ (Düzenlenecek)Where stories live. Discover now