33- Azap Çığlıkları

2.2K 103 6
                                    

Yeteri kadar okunma,beğeni ve yorum almasa da güzel şeyler oluyor. Bazılarınızın yazdıklarıma karşı bu kadar ilgili ve alakalı olması çok hoş bir şey. Ne kadar teşekkür etsem az. Ayy gözlerim yaşardı yeter bu kadar duygusallık sizi daha fazla sıkmayayım. Hadi yeni bölüme :)

Keyifli okumalar...

Yazarın ağzından...

Aradan geçen her gün belki de her saat genç kızın sonuna yaklaşmasına biraz daha imkan sağlıyordu. Çünkü onu bir silaha çevirmek adına içinde kalan son insanlık yanını paramparça ediyorlardı.

Yaptıkları testler kızın ruhunu parça parça söküyor adeta onu bir canavara dönüştürüyor idi. Zaten olmayan psikolojisi artık tamamen onların elinde bir oyuncak olmuş, bir kuklaya dönmüştü.

Her gün sabahın ilk ışıklarında bağlı olduğu zincirlerle vücuduna elektrik akımı gönderiliyor ve o şekilde uyandırılıyordu. İlk başlarda bu acı verici olsa da artık bunları hissetmez olmuştu. O hissetmeyi kestikçe de şiddet artıyordu.

Gözlerini her yeni sabaha açtığında tutulduğu izbe ve oldukça pis olan oda da onlar gelip genç kızı alana kadar duvarları izliyor arada sırada kendi kendine konuşuyordu. Sanki kendiyle alıp veremediği bir şey varmış gibi sürekli kavga halindeydi kendisiyle.

Ki gerçekten kendisiyle bir alıp veremediği vardı. Çünkü direniyor, ona verdikleri yeni olan bu kişiliği kabullenmek istemiyordu.

Fakat onlar ne zaman gelip kızı o odadan çıkarsalar ve zehir gözlü adamın sesini ne zaman duysa o yanı tüm direnmelerine rağmen uyanıyor ve tam istedikleri gibi bir canavara dönüşüyordu. Bir makineye, ölüm dağıtan bir meleğe.

Odadan çıktıktan sonra uzun bir koridor geçiyor beyaz odaya geliyor ve işte tam bu nokta da kızın olmayan psikolojisini çökeltiyorlardı. Lakin hayır, artık oraya gitmiyorlardı. Bir kaç gündür bu odayı pas geçerek koridorun sağına dönüyorlar, büyük bir açıklığa yemek yemeye gidiyorlardı. Evet artık odasında ona verdikleri o iğrenç ve az yemekleri yemek yerine bu büyük yemekhanede burada ona eziyet eden insanlarla oldukça güzel yemekler yiyordu.

İlk defa buraya getirildiğinde salonda derin bir sessizlik olmuş, herkes ona tuhaf bakışlar atmıştı. Genç kızın bu bakışlar umurunda olmasa da kız onların umurundaydı. Çünkü onun neden burada olduğunu ve ona neler yapıldığını az çok herkes biliyordu.

Onların istediği hale geldikten sonra Malcolm'un odasında ılık suyla bir duş almış daha sonra da buraya gelmişti. Verdikleri temiz kıyafetler içinde ruhsuzca yürümüş yemek salonunun girişinde bir kaç saniye dikilmişti. Onun geldiğini gören ilk kişi kapıya oldukça yakın oturan ve oturduğu masada arkadaşlarıyla gülüşen biri idi.

Görür görmez onun kim hatta ne olduğunu anlamış, gülmesi yüzünde donmuştu. Arkadaşları ne olduğunu sorduğunda başıyla kızı işaret etmişti ve işte yavaş yavaş tüm bakışlar ona dönmüştü. Lakin o bunların hiç birini umursamadan salonun içinde ilerlemeye yemek sırasına girmeye gitmişti.

Sıradakiler belki saygıdan belki de korkudan ona sıralarını vermiş o ise sadece omuzunu silkerek öne geçerek yemeğini almış ve boş bulduğu tam ortadaki masaya oturmuştu. Oldukça yavaş bir şekilde yemeğini yemiş ve hala ara sıra üzerinde hissettiği gözleri yoksayarak boşlarını kenara koyduktan sonra oradan çıkmıştı. Yolda ona sürekli eşlik eden görevliler kız kendilerine yaklaşırken aralarında kıza acıdıklarını ya da şimdi ne olacağını fısıldaşıp duruyorlardı.

Aslında hemen hemen herkes bundan sonra ne olacağını merak ediyordu. Çünkü o artık hazır sayılırdı. Tek eksiği fiziksel olarak yapılacak testler ve eğitimler idi. Fakat bunlar bile olmadan kızın nasıl biri yahut nasıl bir şey olduğunu biliyorlardı. Bu da onların ürkmesine bazılarının da sadece saygı duymasına sebep oluyordu.

TUTARSIZ (Düzenlenecek)Where stories live. Discover now