4-Zifiri Karanlık

5.8K 189 6
                                    

Yazım hataları için kusura bakmayın. 

Keyifli Okumalar :)

Öncesinde her şey karanlık ve sessizdi. Tek ses gözlerim kapalı olduğu için güçlenmiş kulaklarım sayesinde rahatlıkla duyabildiğim arabanın çakıllı yolda giderken ki sesiydi. Bir kaç taş sekip beni resmen içine tıkıştırdıkları siyah minibüse çarpıp duruyor ve bu derin sessizlikte beni daha çok geriyordu. Gerginlikten kasılan vücudum her yerime ağrıların saplanmasına sebep oluyor ve buda benim nefesimi kesiyordu. Zar zor aldığım nefeslerin arasından bağırmaktan kısılmış sesimle " Benden ne istiyorsunuz?" Dedim.

Artık bilmem kaçıncıya sormuş olduğum bu sorudan bıkmışcasına zaten ağrımakta olan vücudumda bir baskı uyguladılar. Çekilen saç diplerim yüzünden çığlık atmak istesem de onlara bu zevki tattırmak istemediğimden gıkımı bile çıkarmadım.Hatta o acıyla zevkle inlemekten kendimi alamadım. "Bir sus artık kızım. Bıkmadın mı sormaktan?" Dedi tok bir erkek sesi. Sonra çekmekte olduğu koyu kahverengi saçlarımı serbest bıraktı.

Eğer yüzünü görüyor olsaydım muhakkak suratının tam ortasına tükürürdüm ama maalesef bırakın adamın yüzünü görmeyi herhangi bir şeyi bile göremiyordum gözlerimi kalın siyah bir bez parçasıyla kapattıkları için. Bu düşünceyle homurdanarak " Cevap verin bana ki bende susayım" dedim tüm inatçılığımla.

Suratıma yediğim sert bir tokatla yana doğru savrulurken neye uğradığımı şaşırmıştım. Ama çok şükür ki öyle kırılgan kızlardan değildim de susmayı başardım. Savrulmanın etkisiyle üzerine doğru düştüğüm bağlı bileklerim acıyla sızladı. Ve sıcak bir sıvının bileklerimden avuç içime aktığını hissettim. Akan şeyin kan olduğunu idrak etmem ile yerimde rahatsızca kıvrandım. İçimde ki mazoşist yan kendini gösterirken sırası değil diye geçirdim içimden. Büyük bir ihtimalle halat tarzı bir iple hayvan gibi sımsıkı bağladıkları bileklerim ipten dolayı kesilmişti.

Daha ne olduğunu anlayamadan bütün bedenim öne doğru savrulunca ağzımdan homurtu şeklinde bir küfür kaçtı. Bedenim oldukça büyük eller tarafından geri çekilip doğrutulunca ne olduğunu anlamak için dikkat kesildim.

"Ne oldu? Neden durduk?" Dedim bu sefer cevap vermelerini umarak. Belli bir süre cevap gelmeyince beni yine takmadıklarını varsayarak tekrar söze başlayacaktım ama ağzımı tekrar açamadan arabanın sürgülü kapısı açıldı ve yanımdaki insan gibi gözüken hayvan alaycı bir sesle "Geldik ufaklık" dedi.

"Nereye geldik? Nereye getirdiniz beni?"

"Senin cehennemine geldik" diye soruma cevap verdiğinde vücudumdan baştan aşağıya bir ürperti geçti. Benim cehennemimi ah bir bilseniz diye geçirdim bu seferde içimden. Zaten bir bez parçasıyla kapatılmış olan gözlerimi sımsıkı yumarak bu sefer paçayı nasıl kurtarabilirim diye düşünmeye başladım daha sonra da.

Ailem olmadığı için ailemden bir yardım bekleyemezdim. Aslında hiç kimseden bir yardım bekleyemezdim çünkü benim hiç kimsem yoktu. Bu düşüncelerle yıkılırken birden aklıma zaten kaçırılmadan önce bize gelmekte olan arkadaşlarımı hatırladım. Bir umut filizi içimde büyürken beni evde bulamamalarının sebebi olarak tekrar kaçmış olduğumu sanabileceklerini düşünmem ile o filizi olduğu gibi kökünden koparıp attım.

Büyük bir ihtimalle öyle sanacaklardı çünkü bunu hep yapardım onlar da buna alışmışlardı. Alıştıkları için yadırgamaz ve sorgulamazlar idi. Kaçırılmış olma ihtimalim akıllarına bile gelmezken yine onlara haber vermeden ortadan kaybolduğum için sülalemi saygıyla anarlardı bir de.

Demek ki yine tek başımaydım. Bu düşünce zihnime süzülünce dudaklarım alay edercesine yukarı doğru kıvrıldı. Ben zaten hep tek başıma değil miydim ki? Hah !

TUTARSIZ (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin