43. Yoluna Girmeyen Hayatlar

1.5K 59 34
                                    

Hayat o kadar garip ki, tam bir şeyleri geri de bıraktım diyorsunuz ve yeni bir başlangıç yapmaya hazırlanıyorsunuz lakin eski sayfaları açıp önünüze yeniden ve yeniden sunuyor.

Bir ailem olduğunu, onların beni kimsesiz bırakıp gittiğini hiç bir zaman unutmamıştım ve kendimi bildim bileli bu işin peşini bırakmamış onların herhangi bir izine ulaşmaya çalışmıştım fakat gelin görün ki ulaşamamıştım. Şimdi onları aramayı bıraktığım daha doğrusu onların beni bırakıp gidişlerini kabullenip önüme bakmaya başladığım bir zaman diliminde o kadar zaman aradığım ip ucuna ulaşmıştım, ulaşmışlardı ve sadece ağzımdan çıkan kelimelerle onlara tekrar kavuşabilirdim belki de, sorabilirdim neden diye.

En çokta bu yüzden istiyordum onları bulmayı. Neden diye sormak için. Bir anne baba daha sabi sübyan olan,hayatta kalmak, hayata tutunmak için en çok ihtiyaç duyulan anda neden çocuğunu bırakıp sırra kıdem basardı ki? Neden?

Gözlerinin içine bakıp neden demek istiyordum. Bakın siz gittiniz ben neler yaşadım, bana bunu niye yaptınız demek istiyordum.

Istiyordum istemesine de tam da şimdi, tüm anormalliklerin üstüne, daha da anormal biri olmamın üstüne her şeye rağmen normal hissetmeye başlamışken bunu kendime yapmaya hazır mıydım? Belki de kabuk bağlamak üzere olan bir yarayı koparıp tekrar kanatmaya hazır mıydım?

"Sanırım şu anlık bu bilgiyi öğrenmek istemiyorum Ecrin" diye mırıldandım oturduğum yerde rahatsızca kıvranırken.

Tek kaşını kaldırıp "Emin misin? Bunca zaman onları arayıp durdun"dedi.

Haklıydı lakin bilmediği bir şey vardı. Onları bulsam, neden diye sorsam bile ne fark ederdi ki? Yaralar geçer miydi? Zaman geriye gider ve ben tüm bu kötü şeyleri yaşamamış olur muydum? Onlarsız geçip giden hayatım geriye döner de her şey telafi olur muydu?

Olmazdı. Geçip giden zamanın,açılan yaraların telafisi olmazdı.

"Eminim" diyerek üstümde Arsene ait olan hırkanın cebimden sigaramı çıkardım ve dudaklarının arasına yerleştirdim.

Sessizleşen salonda çakmağın sesi yankıladı, sigaramdan derin bir nefes çekerek başımı geriye doğru attım ve ilk zehirli dumanı havaya uğurladım. Yutkunarak başımı indirdiğim sırada üzerimde gezen bakışların elbette farkındaydım.

"Tamam o zaman fikrini değiştirdiğinde söylemen yeterli kardeşim" dedi Ecrin ve benim cevap vermeme gerek kalmadan konuyu değiştirdi, bende sessiz sedasız kendi köşemde sigara içmeye devam ettim.

O gece bir sigara söndü diğeri yandı.

***

"Hadi yaralılar iyileştiyse biraz hep birlikte şu meşhur Tutsak Bara gidelim" dedi Ecrin yerinde kıpır kıpır bir şekilde.

Herkes birbirine bakarken ben başımı Arsen'in omuzuna yaslamış öylece Ecrin'e bakıyordum. Bugün biraz değişik davranıyordu ve sürekli gözü bizim buraya kayıyordu. Normalden fazla bir şekilde hareketli ve coşkulu idi.

"Fark etmez, gitmek istiyorsanız gidelim" diyerek atıldı Egemen, gözleri ışıl ışıl bir şekilde Ecrine bakıyordu.

Ecrin Egemen'in sesini duyunca ona doğru dönerek şöyle bir bakış attı, ben arkadaşımı tanıyorsam o da bu bakışları çoktan fark etmişti fakat önemsemediğini gayet belli edercesine kafasını çevirdi.

"Ee Arsen sen ne diyorsun? Gider miyiz?" Diyerek muhatabına sadece onu alarak.

Derin bir nefes çektim içime ve başımı daha da Arsen'in omuzuna yerleştirerek tavana bakmaya başladım.

TUTARSIZ (Düzenlenecek)Where stories live. Discover now