15- Kaybolan Aydınlık

4.4K 150 6
                                    

Multi de Teoman'ın Serseri şarkısı bulunuyor ve ben çok seviyorum bu şarkıyı. Kızımıza da uygun diye düşündüm :) İsteyenler okurken dinleyebilir güzel gidiyor. Ayrıca Ddee'nin bölümden ıslak halini temsil eden bir fotoğrafı da bulunmaktadır.

***

"Yalnızlığın geçicisi öğretici, kalıcısı tüketicidir..."

Korkuyordum. Uzun zamandır ilk defa bu kadar iliklerime kadar korkuyordum. Ne yapacağım nereye kaçacağım hakkında en ufak fikrim yoktu ve etraf oldukça karanlıktı.

Derin bir nefes alıp önümü görmeye çalıştım fakat önümü aydınlatan tek ışık sönmek üzere olan titreyen bir gaz lambasıydı.

Hayır dedim. Burada böylece ölemem.

Ölmek istemiyorum.

Hızla arkama baktım, gelen kimseyi görmesem de adım seslerini çok rahat duyuyordum. Suya çarpan hızlı adım sesleri.

Şlap şlap şlap.

Gittikçe yaklaştıklarını anladığımda yaslandığım tünelin duvarından ayrılarak tek umut ettiğim şeyi takip ettim.

Suyu.

Su bulunduğum tünelin içinde -aslında tünel değil de mağara gibi bir şeyin içindeydim- nehir gibi uzanıyordu ve bir yere dökülüyor olmalıydı.

Boşlukta yankılanırken nefes seslerim kendi adımlarımdan başka bir şey duymaz oldum. Canımın acısından dolayı sürekli sıktığım çenem uyuşmuş bacaklarımda takatim kalmamıştı.

Bir kez daha sendelerken en büyük yaramı tutmaya devam ettim. Gerçi ne kadar tutarsam tutayım kanın akmasını engelleyemiyordum.

Yorgunluktan ve acılardan dolayı iflas eden bacaklarım birden yürümeyi bırakıp beni olduğum yere çökmeye mecbur bıraktılar.

Zaten ıslak, pis ve kanla dolu olan kıyafetlerim daha çok ıslanıp üzerime yapıştı fakat bu umurumda değildi. Tüm dikkatim kalbimin biraz altında kanayan bıçak yaramdaydı. Kurtuluşum ya da ölüm sebebim olacak yarada.

"Kadie orada olduğunu biliyorum benim ufak masum sevgilim"

Hayır. Olamaz. Bu sefer olmaz.

"Hadi çık artık saklandığın delikten seni minik yaratık" dediğinde o iğrenç aksanıyla uzandığım yerde yüzümü buruşturdum ve son bir çabayla kalkmaya çalıştım. Gülme sesi ve adım sesleri yaklaşırken gaz lambasını söndürüp duvarların girintilerine iyice gömülerek kendimi sakladım. Elimdeki gaz lambasını nedendir bilmiyorum ama hala sımsıkı tutuyordum. Sanırım kendimi onunla koruyabileceğime inanıyordum.

Bir karaltı yaklaşınca iyice bulunduğum yere doğru, aldığım nefesi tuttum ve elimdeki gaz lambasını havaya kaldırdım. Bir elim hala kanayan yaramı tutarken diğer elim havadaydı ve tam da bu anda onunla göz göze geldik.

Karanlığa rağmen parlayan yeşil gözleri gözlerime kilitlenince tuttuğum nefesi geri verdim ve aklıma kazıdım bu anı. Çünkü ne olursa olsun buradan kurtulacaktım.

"İşte seni buldum sonunda küçük kadınım" dediğinde gözleri elimdeki lambayı yeni fark ediyordu ve belki de onun için en büyük hata buydu. Hayatına mal olacak bir hata.

Benim için ufak bir umut ışığı. Bu karanlık, ıslak ve pis kokan yerde. Vücudumda derin yaralar, ruhumda kalıcı hasarlarla.

***

Uzun zamandır görmediğim bu rüyadan uyandığımda yanı başımda bir gölge görmem ile birlikte uykudan dolayı daha açılmamış zihnim ile kendimi çevik bir hareketle yatağın diğer yanına düşürdüm ve hızla ayağa kalktım bu sırada bana atak yapmaya çalıştığında karşımdaki karaltı vücudum öne doğru atılıp kapıya doğru koştu. O daha yakındı fakat ben daha hızlıydım. Kapıdan o daha bana yaklaşamadan çıktığımda tanıdık gelen duvarlar, yollar gözümün önünde şekil değiştirip o izbe, pis sulu tünele dönüşüyordu.

TUTARSIZ (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin