40. Ad Gloriam

1.7K 87 10
                                    

Öncelikle merhabalar çok değerli,sevgili okuyucularım. Kitabımız sizlerin sayesinde daha çok kişiye ulaşmaya başladı. Bu yüzden herkese çok teşekkür ederim. Fakat ufak bir sorunumuz var. Neden hala o kadar ilgiye,okunmaya rağmen hak ettiği değeri görmüyor? Beğenmek ve düşüncelerinizi yorum şeklinde benimle paylaşmak bu kadar zor olmasa gerek. Lütfen sevgili okuyucularım, bana değil kitaba bu özveriyi gösterelim. Neyse bu kadar ciddi konuşma yeter.

Hazır mısınız? Her şeyin değişmeye başladığı,bazı şeylerin artık kabullenildiği bir bölüm sizleri bekliyor. Bir de sonunda ufak bir sürprizim var size (pis bir sırıtış eşliğinde). Haydi ne duruyorsunuz?

Keyifli Okumalar...

Hiç bir kız çocuğu, güçlü bir kadın olmak için doğmaz. Hepsi masum hayaller kuran, şımarık bir prenses'e benzerler. Kaderdir onları cadı, fettan yada güçlü kadın yapan. Tutulmamış sözler,yaşanmamış mutluluklar,ölümler ve ayrılıklar güç verir O'nlara...
Kurulan hayaller, iskambil kağıdından kuleler gibi yıkıldığında; ezilmemek için o enkazın altında, güçlü olmak zorundadırlar...

-ALINTI (Güçlü olmak zorunda kalan her kadına hitaben)

Yazarın Ağzından...

Her insanın içinde baş etmeye çalıştığı bir yanı vardır. Bu yana kimimiz şeytan deriz, kimimiz melek. Hangi yolda, nasıl bir karakterle yürüdüğümüz belirler bu içimizde tuttuğumuz gizli yanımızı.
Kimisi o kadar kırılgandır ki aslında, sırf bu yüzden kötüleşir hayata karşı. Sanır ki o kötü olursa kimse içindeki o kırılgan yanı göremez, ilişmez ve yeni yaralar açamaz. Ama ne yaparsa yapsın hep içinde onunladır o yanı. Atamaz, kurtulamaz.
Kimisinde içinde uyanmayı bekleyen kötü bir taraf vardır. Hazır olda bekleyen,acı dolu çığlıkları zevkle kabul eden, elinde silahı ele geçirmeye hevesli. Bu insanlar genelde daha güçlü insanlardır çünkü başlarına gelen tüm kötü şeylere rağmen kendi çizgilerinden çıkmaz,üstüne üstlük bir de içlerindeki kötü tarafla savaş halinde olurlar sürekli. Bu yüzden daha güçlüdürler. Güçlü rolü yapmalarına gerek yoktur. Çünkü bilirsiniz ki bu hayatta insanın aslında en büyük düşmanı yine kendisidir.
Ve işte tamda böyle bir anda güçlü olmayı,içimizdeki şeytanla savaşı bir kenara bırakasımız gelir. Yorucudur çünkü insanın aynadaki yansımasıyla savaşı. Tüketir.
Genç kızın içinde yaşadıkları tam da böyle bir şeydi işte. Bıraksa, yorulduğu yerde pes etse her şey o kadar kolay olurdu ki.
Kolay ama yıkıcı.
Çünkü bir şeytan daha kazanır, bir kötülük daha uykusundan uyanır, dünyaya salınıverir idi.
Bırakası geldi genç kızın. Her şeyi kabullenip, ardında bırakası pes edesi gelmişti. Çünkü o da her savaşcı gibi yorulmuştu. Yaşadığı tüm kötü şeylerden, içindeki kötü taraftan.
Hem bıraksa ne olurdu ki?
Sadece bir kerelik işleri ona bıraksa. Hiç kimse hiç bir şey umurunda olmasa sahi ne olabilirdi ki?
Tüm bunları düşünürken kaybetmek üzereydi. Değer verdiği insanlar karşısında dururken o pes etmek üzereydi.
Sonra bir çınlama duydu kulaklarında,tüm kötü zamanlarının içinde iyi diyebileceği bir kaç anı canlandı gözünün önünde. Kötü olan her şeye rağmen iyi diyebileceği bir kaç şey varsa eğer bunu karşısında onun için savaşmaya gelen insanlara borçluydu.
Şimdi pes ederse onları bu yer yüzünden sonsuza kadar sileceğinin farkına vardı.
Hayır, böyle olamazdı. Pes etmek ona göre değildi.
Savaşmalıydı,yenilmemeliydi.
Direnmeye başladı.

TUTARSIZ (Düzenlenecek)Where stories live. Discover now