-"O telefondakiler ya doğruyu söylemiyorlarsa ya panzehir yoksa."
Yorgun gözleri beni ikna etmek ister gibi bakıyordu.
-"Yapma.. Ümitsizliğe kapılmak yok. Ve eminim ki var. Ve yine eminim ki bir şekilde o panzehiri bize ulaştıracaklar. Ama böyle hiçbir şey yapmadan duramam."
Gözlerimi kapatıp geri açtığımda git gide bulanık görüyordum.
-"Cevdet amca ile Mustafa abi nerde?"
-"Seni bulduğumuz eve ve sinyalin ilk geldiği eve bakmaya gittiler. Detaylı bir araştırma yapacaklar. Mehir-"
Elim yanağında ,elleri elimdeydi. Elimi yanağına koyduğumda başını avucumun içine daha çok gömmüştü.
-"Söyle sevgilim."
-"Seni kaçıranları gördün mü? Nasıl oldu her şey?"
Gözlerimi kaçırıp cevap verdim.
-"Bunları sonra konuşsak olur mu?"
Tamam anlamında başını salladığında kıyamadım..
-"Hayır görmedim, gözlerim ve ağzım hep kapalıydı. Bir kere bandı çektiler onda da su içirdiler sonra siz geldiniz."
Uzay dediklerimden sonra dolu gözlerle bana bakıyordu ağzımın ve gözlerimin kapalı olması onu etkilemişti sanırım, elimi daha sıkı tutuyordu. Ellerini kendime doğru çektim.