54.Bölüm: ''Yuvaya Dönüş''

3.6K 479 539
                                    

Keyifli okumalar...

***

Orba'nın ardından düzene giren av köpekleri kafesi taşıyan düzeneği hareket ettirmeye başladı.

Ben Gazap'ın gözdesi geri dönüyordum.

Etrafımdaki gözlere aldırmadan yürümeye başladım. Adımlarım tereddütsüz, duruşum dikti. Kan ve toz içindeki yırtık üniformam bir avcının korkutucu gerçekliğiydi.

Soğuk ve keskin.

Muhafızlar saygıyla benden uzaklaşıp düzene girerlerken, dudaklarım zihnimdeki yangının eseriymiş gibi kurumuştu. Şakaklarımdaki zonklama her adımıma ritmik şekilde eşlik ederken zihnim bir gün önceye sürüklendi.

''Kehaneti sana verebilmek için.''

Ve Yevnü ekledi. ''Onu gerçekleştirmenin zamanı geldi vro.''

Zihnim olaylara itiraz ederken dudaklarımdan bir haykırış döküldü. ''Yeter!''

Nei isyanımı bastıran sesiyle konuştu. ''Seni neden zindana yolladım cia? Neden artık bize ve Radsolf'a inanıyorsun? Neden onun kollarında huzuru bulup güven duyuyorsun?''

''Nei!''

''Kendine bile cevap veremiyorsun.'' Elini hırsla göğsüme vurup gözlerimin içine yanan gözleri ile baktı. ''Acı, umut, pişmanlık... Hissetmeyeli ne kadar oldu Eris? Kalbini ellerine aldıklarından beri hissizliğinle ellerinde onlarca can son bulurken hissetmezken, neden artık yüreğin korkuyor?''

Bir adım gerileyip sarsıldım. ''Ben, ben...''

Nei aramızda az da olsa açtığım mesafeyi kapattı. Elleriyle omuzlarımı sertçe sıkıp konuşmaya devam etti. ''Orcvil. Ancak bir ölümsüze ölüm dokunursa zihni hapsolduğu kafesten kurtulur, kalbi ancak o zaman nefes alır. Mağara sularının nereden geldiğine kimse dikkat etmez hele ki orcvil köklerinin nadiren orada yetiştiklerini bilen yokken, bir heumun görüşüne girecekleri akıllarına bile gelmezken...''

Gözlerinde yüzen cevaplar beni kendi benliğimin derinliğine bastırıp boğarken, bakışlarımı ondan kaçıramadım. Israrcı kelimeleri kulaklarımdan girip beynimi içinde benim bile habersiz olduğum karanlığı aydınlatırken sadece dinledim.

''Nestoria zamanında nasıl Gazap'ın etkisinden kurtuldu hiç düşündün mü? Neden onun adını hiç duymadın? Neden kulenin etrafında zayıfların gözüne sokulan yaşam dolu ağaçlar varken mağaraları bırak, yeryüzünde bile çiçekler artık yok? Neden birinin varlığına inanırken diğerinin var olma ihtimalini bile zihninizden sildiler?''

Şakaklarımı zorlayan ağrıyla Nei'den uzaklaşmak istedim. O ise devam etti. ''Artık zihninde onun varlığını hissetmiyorsun değil mi Keilah? Ezici öfken ve öldürme arzun damarlarında dolaşıp zihnini köreltmiyor? Tek düşündüğün hayatta kalmak için öldürmek değil. Değil mi? Artık hayatta kalmaktan fazlası olduğunu bilirken, bunca zamandır ayaklarından kuleye sabitlenmiş bir kukla olduğunu bilirken, oraya geri dönmek istemiyorsun.''

''Ben Radsolf ile gidiyorum.''

Beni hiddetle sarstı. ''Korkuyorsun! Yeniden seni ele geçirmelerinden korkuyorsun. Geçmişinde yaptıkların yüzünden, aldığın her can için kendinden nefret ediyorsun. Ailen-''

Ellerini hırsla itip bağırdım. ''Kes artık, kes!''

Nei ise bastırmaya devam etti. ''Ailen bildiğin insanları kendi ellerinle öldürdün, kardeşini Gazap'ın mabedinde bıraktın. İnsanlığını kendi ellerinle parçalayıp bir canavar haline geldin. Şimdi de hiçbir şey olmamış gibi tutunduğun ilk kişiyle kaçıyorsun.''

Gazap'ın GözdesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin