29.Bölüm/Part 1: ''Anahtarlar ve Bilmeceler''

5.5K 842 595
                                    

Merhabalar 3 partlık uzun bir bölümün ilk partı ile geldim. 🙌

Keyifli okumalar...

***

Karanlık.

Sonsuzlukla eşdeğer bir siyahlık bedenimi ve zihnimi kaplamıştı. Aldığım nefes sesleri, kapatıldığım mabedin içinde yutuluyordu. Karanlık olmasına rağmen buraya mabet dememin nedeni aldığım kokuydu.

Hiçlik gibi kokmasını beklesem de kan kokuyordu. Midemi kaldırıp, kalp atışlarımı hızlandıracak kadar yoğun koku, burnumdan geçip genzime yapışmıştı.

Yutkunmanın ya da ağzımdan nefes almanın yararı yoktu. Maris, beni karanlığın kucağına atıp gideli yirmi dakika olmuştu. Şimdiye kadar burnumun kokuya alışıp, onu önemsememesi gerekirdi.

Bu da kokunun sadece zeminde olmadığının kanıtıydı.

Zihnim.

Hafif kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım. Dilime dokunan demir tadını görmezden geldim. Ufak bir nefes alıp konuştum.

''Merhaba.''

Sesim karanlıkta yutulmak yerine, etrafımda yankılanıp farklı tonlarda bana geri döndü. Aynı kelimeyi onlarca farklı ses tekrar ediyordu. Tiz, kalın, boğuk, ağlamaklı onlarca kadın ve erkeğe ait ses, beni selamlıyordu.

Gazap'ın koleksiyonuna kattığı gözdelerin sesleri etrafımda dönerken, kendi sesim de aralarına karıştı. Korkutucu olduğu kadar sinir bozucu eko sona erdiğinde, içlerinden cılız bir nefes sesi yükseldi.

''Beni çok beklettin gözde.''

Karanlıkta yankılanmadan kulaklarıma ulaşan, korkmuş sesin geldiği yönü tahmin etmeye çalıştım. Kendi eksenim etrafında yarım tur atıp yeniden kulak kesildim. Konuşmaya devam etmesini beklesem de sustu.

Karanlık, zamanı koynunda uyuturken, ben konuşmadan devam etmeye niyeti olmadığını fark edip cevap verdim.

''Beni beklediğini bilmiyordum.''

Yüksek sesli bir inilti duyunca, etrafımda yeniden döndüm. Ama sesin geldiği yönü bir türlü anlayamıyordum.

''Ama bekliyorum, hem de uzun zamandır.''

Nasıl cevap vermem gerektiğine emin değildim. Beni bekleyen birinin, karanlık bir mabetteki varlığından habersizdim.

''Çok fazla geç kaldım sanırım?''

Ses yine inledi. ''Birkaç yıl kadar.''

''Kimsin sen?''

İç çekiş sesini duydum. '' İsmi gibi varlığı da olmaması gerekenim.''

Cevabının ardından yerde sürtünen metalin sesi, gürültüyle alanı doldurunca dişlerimi sıktım. ''Bundan daha fazla sana yaklaşamam. Senin, bana gelmen gerek.''

''Neden?''

Ses artık daha yakından gelse de, ne taraftan geldiğini hala anlayamamıştım. İnleme sesleri hıçkırıklara dönüşürken, ufak bir kıza ait olan ses yeniden konuştu. ''Çünkü çok korkuyorum.''

Hissetmek zayıflıktır.

''Karanlık seni öldürmez.'' Sesim acımasızdı.

Küçük kızın korkak sesine öfke karıştı. ''Aptal! Karanlıktan korkmuyorum.''

''O zaman neyden korkuyorsun?''

''Tahmin et.'' Sesini zar zor duydum.

Bir bilmece. Gözdeler kadar Gazap da oyun oynamayı seviyordu.

Gazap'ın GözdesiWhere stories live. Discover now