35.Bölüm/Part 1: ''Freon'un Huzurunda''

4.7K 690 341
                                    

Keyifli okumalar...

***

İçimden lanet ederek uyandım. Başımın arkasında oluşan yumruya elim kayınca tısladım. Lanet herifi öldürecektim.

''Uyanma süren beni şaşırtıyor kadın.''

Gözlerimi kırpıştırıp Radsolf'un yüzüne baktım. Yatağın yanında, metal bir sandalyede dirseklerini dizlerine dayamış bana bakıyordu.

Ona öfkeyle baktım. Rol yapmama gerek bile yoktu.

Tepkime gülüp ellerini havaya kaldırdı. Dudaklarından erkeksi bir ses döküldü. ''Sana vuran ben değilim.''

''Pek karşı çıktığında söylenemez.''

''Reik, bir anlık tepki verdi.''

Ona inanmadığımı belli edecek şekilde gözlerimi kıstım. ''Bana kafa atmadan önce gözlerini gördüm. Eğlenceli miydi?''

Bir anda düğmeye basılmış gibi dudakları bir çizgi gibi gerildi. Kehribar rengi gözlerinin üzerinde kaşları çatılıp, alnında derin bir ize neden oldu. Çok fazla aynı ifadeyi takındığını ele veren bir mimikti bu.

''Sana yeniden ilaç versek uyanman uzun sürerdi.'' Sesi sertti.

''Bana geçen sefer de ilaç verdiniz.''

Öfkeyle bana baktı. ''Yarı baygın ve kan kaybederken. Sana orada ilaç vermemi kabul eder miydin?''

Bir an düşündüm. Beni bayıltmaları iyi olmuştu. O anda kabul etmek benim için çok zor olurdu. Kulede bilinçsiz kalmak ölümle eş değerdi.

Bana verdikleri ilacın sadece bayıltmak için olduğundan bile emin olamazdım. Kimse asilerin serumları olduğundan bahsetmemişti. Ne de olsa onları öldürürken, kimse bana bir şey içirmeye çalışmamıştı.

Düşünceli ifademi evet olarak yorumlayan adam konuştu. ''Gördün mü? Bize o kadar güvenmiyorsun.''

Yataktan hırsla doğruldum. ''Kimseye güvenmediğim için hayattayım.''

Radsolf hareket etmeme engel olmadı. Ben etrafı incelerken, o da beni izledi. Yatak bir paravanla odanın gerisinden gizlenmişti. Ayağımın altındaki zeminden duvarlara kadar zayıf evlerininkiyle aynıydı. Tek farkı pencereleri yoktu.

Paravanı kenara çektiğimde odanın gerisini gördüm. Küçük bir küvet ve lavabo vardı. Üç ayaklı ahşap bir komodinin üzerine kıyafetler konulmuştu. Siyah bir pantolon ve gri renk bir tişörtün üzerinde rengi solmuş bir havlu vardı.

Beyaz bir kapı odayı geri kalan alandan ayırmıştı. Bütün oda bundan ibaretti.

İncelememin bittiğini anlayan Radsolf konuştu. ''Üzerindeki kıyafetlerden kurtulup, temizlenmek isteyeceğini düşündüm. Sonra da kollarındaki sargıları yenileriz.''

Gözlerim merakla gezisinin tamamlayınca sordum. ''Neredeyim ben?''

Sandalyeden kalkıp kapıya ilerledi. ''Merkezde.''

Kapıyı açıp dışarı çıkacakken onu durdurdum. ''Bekle.''

Bedenini döndürmeden sadece başını çevirip bana baktı. ''Bak buraya gelişinin hoş olmadığını ve bize güvenmediğini biliyorum ama sana temizlenme ve yaralarını iyileştirme şansı sunuyorlar. Bunlar cazip ve bir daha bulamayacağın teklifler, reddetmek aptallık olur.''

''Kim bana bunları sunuyor?''

''Asiler.''

Başımla bedenini işaret edip ''Kendini onlardan ayrı tutar gibi konuşuyorsun.'' dedim.

Gazap'ın GözdesiWhere stories live. Discover now