47.Bölüm: ''Seni Bırakmam''

3.6K 561 733
                                    

Keyifli okumalar...

***

İki gün Radsolf beni gördüğü anda aksi yönde ilerledi. Sanırım freon ile zaman geçirmesi de benden kaçışını kolaylaştırdı. Gördüğüm garip rüyalarsa pek işime yaramıyordu.

Radsolf'a sarıldığım rüyalar, onun parmakları saçlarımın arasına gömülürken kokusunu beğendiğimi söylediğim anlar... Zihnim İjga ve Radsolf'dan öğrendiğim bilgi yumağında beni uyutmazken, nefessiz uyandığım anların çoğunda bu gariplikler ile uğraşmıştım.

Saçlarımı omuzlarıma dökülecek şekilde saldıktan sonra araladığım kapıdan alana baktım. Nei ile tartışan Radsolf'un görüntüsü beni hazırlıksız yakalasa da, yanlarına gitmek için ilerledim.

''Onu bana ver Nei!'' derken Radsolf'un sesi hiddet doluydu. Kendini tuttuğu belliydi.

Nei ise inatla başını iki yana salladı. ''Okuma zamanı geldi. Vermeyeceğim.''

Masanın karşısında dikilip onlara baktığımda Nei kocaman gülümsedi. Göğsünde sıkı sıkı tuttuğu buruşmuş kağıdı bana uzattı. ''Al oku.'' dedi.

Nei'nin sıkmaktan kansız kalan parmakları arasında bana uzatılan kağıda baktım. Kitap sayfalarından daha eski ve sarımtıraktı. Ben almak için uzandığımda Radsolf öne atladı.

''Ver onu bana!''

Nei kendinden beklenmeyecek bir çeviklikle elini geri çekip yeniden göğsü üzerinde parmaklarını kilitledi. ''Okumalı, zamanı geldi.'' derken bu zamana kadar gördüğüm en kendinde ifade ile Radsolf'un gözlerine bakıyordu.

''Zamanına sen karar veremezsin.''

Nei kağıdı almak için uzanan Radsolf'un elini yakalayıp sıktı. ''Yeerka hi jyut laji.''

Kendi dillerindeki kelimeler aralarındaki gerginliği arttırırken, Radsolf gözlerinde yanan ateşle bana bakıp ardından bakışlarını kaçırdı. ''Bunu bilemezsin Nei.''

''Jwo laji jwo. Lojmank de opser dazyi lu merflu.''

Nei'nin kara gözleri bana dönerken Radsolf'un bedeni vazgeçmiş gibi geriledi. Nei elimi ters çevirip parmakları arasındaki kağıdı avucuma bıraktı. ''Oku Keilah.''

Kütüphanedeki kitaplar aklıma geldi. Elimdeki kağıt buruşuk ve yer yer solmuştu. ''Ben sizin dilinizi bilmiyorum Nei.'' derken tereddütle Radsolf'a baktım.

Narin parmaklar avucumu kapatıp sıktı. ''Senin anlayacağın dilde yazıldı.'' dedi.

Ben kağıdın katlarını aralayıp siyah harflerin üzerinde parmaklarımı gezdirirken Radsolf, Nei'nin yanında dolaşıp elimdekini almak için uzandı. ''Kendi görülerini yorumlamamalısın Nei.'' derken sesi öfkeliydi.

Düşünmeden gerileyip ellerim arasındaki kağıdı arkama sakladım. ''Onu bana verdi.''

Kehribarlar alev alırken ''O sana ait değil.'' deyip kağıdı almak için bedenimi kolları arasında kıstırdı. Hoşnutsuzluğumu belli etmek için başımı geri atıp yüzüne baktım. ''Bırak beni.''

''Geri verdiğinde, seni bırakacağım kadın.'' Bedenini bana yaslayıp geriye uzattığım ellerime uzandı.

Burnum gömleğinin kumaşına sürtünce kokusu genzime doldu. Kokunu sevdim.

Gözlerimi kırpıştırıp aptal kafa karışıklığının geçmesi için beklerken Radsolf kağıdı yakaladı. Ellerim arasında çekildiğini hissettiğimde düşünmeden zihnimde dönen ilk şeyi söyledim. ''Seni bırakmam.''

Gazap'ın GözdesiWhere stories live. Discover now