43.Bölüm/Part 1: ''Miorpi

3.6K 577 203
                                    

Merhabalar!🙌

Bu hafta kısa kısa olsa da 2 part şeklinde bölüm gelecek. Ben part 2'yi yazarken çok eğlendim, sizin de seveceğinizi düşünüyorum.😄👿

Keyifli okumalar...

***

Kan ve ölüm kokusu genzime yapışırken ikinci kez yerde görmediğim bir çıkıntıya takıldım. Gizli kapının ardında zindana giden yol dar ve engebeliydi. Sürünerek geçtiğim alçak tavanlı yerler yüzünden suratım çizilmiş, meşale saçlarımın bir kısmını yakmıştı.

Yanık kokusu bir an için midemi kaldırsa da önümdeki koca boşluğu fark etmemi sağlamıştı. Yanan saçım olmasa körlemesine attığım adımla düşecektim. Sorun ışığın azlığı değildi. Bu bir tuzaktı.

Kazılan zeminin üstüne konulan kumaşla delik kapatılmış, üzerine hafif toprak atılmıştı. Saçım yanınca panikle eğilip kumaşı avuçlamıştım. Beni kurtaranda buydu. Yol boyunca aynı tuzaktan üç tane daha bulmuştum. Tünel ikiye ayrıldığında lanet okudum. Sol taraftan gelen rüzgar ve yosun kokusunu tanıyınca düşünmeden sağa yöneldim.

Nedeni içinse Nei sudan bahsetmedi diye kendimi kandırırken boğulma korkumu göz ardı ettim. Suya giden yolda çukur tuzakların içi suyla dolu olabilirdi. Adımlarım yavaşlamaya başladığında alnımdan ter akıyordu.

Lanet olasıca zindan ne kadar derindeydi? Daha önceden almadığım bir koku burnumu gıdıklarken üzerime yapışan kazaktan kurtulmamak için direndim. Sıcaklık ne zaman bu kadar artmıştı?

Alnıma damlayan suyla başımı bir an için yukarı kaldırınca ayağımın altındaki zemin kaydı. Çukurlardan biri bedenimi içeri çekmeden en yakındaki kayaya tutundum. Belden aşağım boşlukta sallanırken meşale yuvarlanıp benden uzaklaşmış, mağaranın duvarında parlayan mor bitkileri aydınlatmıştı.

''Kahretsin.''

Başımı çevirip ışık yoksunluğuna alışması için gözbebeklerime zaman verdim. Ellerimden güç alıp bedenimi itiraz etmesine rağmen aşağıya saldım. Ayağıma denk gelecek bir çıkıntı bulamazsam kendimi yukarı çekemezdim.

Hem çekmeyi başarsam bile tutunduğum kayanın dayanıklılığından emin değildim. Ne de olsa çukurun hemen yanındaydı. Acaba kaç kişi gizlice freonun zindanına girmeye çalışmıştı?

Gerçi tuzaklar kaçmaya çalışanlar için daha uygundu. Aklı başında kim buraya isteyerek gelirdi ki?

Lanetler okuyup bedenimi biraz daha saldım. Sol ayağımın ucunda bir çıkıntı hissedince denemek için ağırlığımın birazını verdim. Sabit kalınca kalan ağırlığımı verip bekledim. Ayağımın altındaki zemin çökmeyince tutuğumun farkında olmadığım nefesimi geri saldım.

Sağ ayağımı koyacağım daha yukarıda kalan bir çıkıntı bulmak için bedenimi çevirdim. Harcadığım enerjiyle tenimde süzülen ter saçlarımı yüzüme yapıştırmış, gözlerimin içini yakıyordu. Kollarım yavaş ama güvenli hareketlerim yüzünden yorulmuştu. Yakında kaslarım beni boşluğa salacaktı.

Risk alıp ayağımı geniş yüzeyde ilerletince başka bir çıkıntı bulmanın sevinciyle güldüm. ''Sonunda.'' deyip ağırlığımı verince yorulan bedenim kendini saldı. İki ayağım sabit olunca kollarımı gevşetme isteğiyle kaslarım kasıldı.

Kollarımı gevşetip sol ayağımla bedenimi gerdiğimde, sağ ayağımın altındaki kaya aniden parçalanınca dengemi kaybedip sallanırken son anda kollarımı gerip kaya parçasına yapıştım. Bedenim savrulup duvara çarptığında, ciğerlerimden darbenin şiddetiyle boşalan nefesimle inledim. Sağ ayağım yüzeyde açılan kocaman bir deliğin içine girip çıktı. Adrenalin boğazımdan mideme hızla hücum ederken kulaklarımda yankılanan nabzımın seri atışları bütün sesleri boğdu. Derine yuvarlanan kaya parçalarının çarpma seslerini bile duymamıştım.

Gazap'ın GözdesiWhere stories live. Discover now