22.Bölüm: ''Küçük Kirpi''

6.1K 964 495
                                    

Kısa ama etkili bir bölüm ile geldim. Ağır linç yememek dileğiyle 😁

Keyifli okumalar...

***

Gözlerimi açtığımda kanlar içinde olmayacağımı bilsem bile elimle göğsümü yoklarken, bakışlarımı omzuma diktim.

Yara yoktu. Kan yoktu.

Ama bedenim bitme noktasındaydı.

''Onu götür Ressa ve iki periyottan önce kalkmasına izin verme.'' Ustanın sesi neşeli değildi, aksine kahve gözlerini bana dikmiş bir şey arar gibiydi.

Bakışlarını kaçıran ilk ben oldum. Kıdemli, kollarını göğsünde bağlamış yorgun yüzüme bakıyordu.

''Hazır mı?'' Kahve gözleri, yeşil gözlerime odaklanmış olsa da sorusu Usta Travis'eydi.

''Melinda'nın yedilemeleri her zaman farklıydı.''

Kıdemli bakışlarını benden kopardı. ''Ne demek istiyorsun?''

''Yasaklı şeyler, bazen yasak kalmalı.'' Ustanın gözleri odağını kaybetti. Uzakta duymadığımız ve görmediğimiz bir şeyi görüp duyar gibiydi.

''Travis?''

Usta silkelenip ciddiyeti bir kabuk gibi üzerinden soyup attı. Her zamanki yarı neşeli, yarı deli sesiyle ''Ah evet, hazır, tam da istediğin gibi.'' dedi.

''Güzel. Kaç gün?''

''Üç gün sonra.''

Kıdemli başını aşağı yukarı salladı. ''Pekala, çaylak gidelim.''

Baştan beri yatar vaziyette durmama aldırmamışlardı. Ben de duruma aldıracak halde değildim. Bedenimi doğrultup, çıkışa ilerledim.

''Travis düşünmekten vazgeç.''

''Elbette kıdemli.''

Kıdemli, kapıdan çıkmaz üzere olan benim göreceğimi hesaba katmamış olacak ki irkildi. Ustanın bilerek rütbe kullanması hayra alamet olamazdı.

Bedenimi sürüklerken, sonradan olanları düşünmek için kendime söz verip yatakhaneye ilerledim.

Kıdemlinin iki gün boyunca dinlenmeme izin vereceğini söylemesine tepki vermedim. Arkasını dönüp yatakların olduğu alanı terk ettiğinde, yatağıma yığılıp gözlerimi yumdum. Ve uykuya sürüklendim.

Gözlerini sakın kapatma...

***

Kıdemli beni sonraki planları için uyandırmadı. Antrenman ya da simülasyonlar için yatağımdan söküp alınmadım. Psikolojik analizler ile beni çözecek sohbetlerden geçmedim. Kırk sekiz saat boyunca deliksiz bir uykunun karanlığında huzur buldum.

Ama huzur fazla abartılan bir kavramdı.

''Kıçını o yataktan kaldırmayı hiç düşündün mü?''

Bedenim yaya gerilen ip gibi gerilirken, başımı kaldırmamak için direndim. Şaşkınlık birkaç beden büyük gelen bir kazak gibi beni sarmıştı. Ani tepkiler iyi değildi.

''Hadi ama ufaklık orada saklanıp beni görmezden mi geleceksin?''

Adım seslerinin yatağıma yaklaştığını duydum. Bedenimdeki kanın beni terk ettiğini hissettim. Hayatta kalma mekanizmam kalbimi sıcak tutabilmek için ilk önce el ve ayak parmaklarımı feda edecekti. Soğuk ellerimle yastığımı avuçladım.

''Ben sana bunları mı öğrettim tatlım?'' Ses kalbi kırılmış bir erkeğe aitti.

Sanki mümkünmüş gibi.

Gazap'ın Gözdesiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن