7.Bölüm: ''Simülasyonlar ve Korkular ''

8.7K 1.2K 871
                                    

Keyifli okumalar...

***

Üçüncü kez kaçırdığım hedeften sonra kafamı toplamam gerektiğinin farkındaydım. Alfa-3, middle-2 ve aqua-978. Peki kızıl saçlının adı neydi? Ya da köşede hedefini beşinci kez tam ortadan vuran dazlak middle-1 miydi?

Zeminde seken metalin sesi ile kafamı salladım. Muhafızın talimatlarının üzerinden geçip insan bedeninin bir kopyası olan kuklanın kafasına ve kalbine yerleştirilmiş iki kırmızı hedeften daha geniş olanına odaklandım.

Elimdeki ucu keskin, sap kısmı bileğe oturacak şekilde dizayn edilmiş bıçağın ağırlık merkezini kontrol edip parmaklarımın arasında çevirdim. Göz hizasına kaldırdığım bıçağı atmadan önce derin bir nefes alıp verdim. Bıçağım havada çıkardığı kesme sesi ile havayı yarıp kuklanın kafasına saplandı. On kişinin rahatlıkla talim yapacağı alanın tepesine yerleştirilmiş büyük ekranda atış sayım yanıp söndü.

Platin saçlı kızın bir puan üzerine çıktım. Tabloda dördüncü sırada olmam hoşuma gitmemişti. Bu işte pek de iyi değildim. Destemde kalan bıçak sayısını kontrol edip kalan dört bıçağın hedefi vurması halinde sıralamadaki yerimin ne olacağını hesapladım.

Aqua-978 ile middle-2 çalışmada olmasa da puan tablosunda yer alıyordu. Yedi kişilik bir sıralamada ilk dörtte olmak beni kurtarırdı. Ama nedense birinci olmamak canımı sıkıyordu.

Elimde kalan bıçaklar ile ikinci sıraya yerleşebilirdim. Odamda kimse bilmeden yaptığım nefes egzersizleri ile diyaframımdaki baskıyı azaltıp hedefime odaklandım. İki elime aldığım bıçakları aynı anda döndürüp ağırlıkları ile uyum sağladım.

Tek elle yapılan atış belki yeterli olabilirdi fakat iki elimi de aynı çeviklikte kullanmak bana avantaj sağlardı. Seri halde iki bıçağı art arda atıp kuklanın kafasındaki bıçağın iki yanına dibine kadar saplanmalarını sağladım.

Aynı atışı bu sefer kalp için yapıp skorumu kontrol etmek için puan tablosuna baktım. Tahmin ettiğim gibi sıralamada ikinciliğe oturduğum anda yan bölmeden gelen yere düşen metal seslerine aldırmadan muhafızın oturduğu platforma ilerleyip odama geçmek için izin istedim.

Alandaki saat bana yemeğe iki saatin olduğunu söylüyordu. Duş alıp yeniden hazırlanmak yirmi dakikamı alırdı. Ekstrem koşullarda beş dakika bunun için yeterliyken şimdi bana verilen zamanı kullanıyordum.

Terden sırtıma yapışan atletim ve yüzümü çevreleyen topuzumdan firar etmiş saçlarım ile muhafızın iznini alıp odama ilerledim.

Kalan zamanımı daha fazla bilgi edinerek geçirebilirdim. Yemek saatine kadar kafamı meşgul etmeliydim, merak içinde aqua-978 ile middle-2'yi beklemek bana fayda sağlamazdı. Bir sonraki simülasyona ben de sokulabilirdim.

***

Bıçak fırlatma ve ham maddenin ağırlık üzerindeki etkisini okumayı bitirip yemek saati için ortak alana çıktığımda her zamanki gibi yemekleri sıcak ve hazır halde buldum. Alfa-3 bu konuda oldukça iyiydi.

Gözlerim hemen küpün girişine takıldı. Giden iki çocuğun dönmesini bekliyordum. Muhafızın izni ile yemek yemeye başlamamızın üzerinden tam tamına on yedi dakika, elli altı saniye geçmişti ki panelin kapısı kalkıp tombul kızın sarı saçları görüldü.

Yorgun bedeni nefes nefese alana adım atarken, dazlak olan çocuğun kıyafetleri ıslanmış gözleri korku ile kocaman olmuştu.

Aqua-978 uzaktan belli olmayan ucu ıslak saçları dışında ıslanmamışken, middle-2 yürüdüğü yol üzerinde sudan izler bırakıyordu.

Gazap'ın GözdesiWhere stories live. Discover now