25.Bölüm: ''İntikam ve Acı Kardeştir''

5.7K 904 476
                                    

Keyifli okumalar...

***

Sesler her yerde patladı. Birileri bağırıyordu.

''Lanet olasıca onu parçala demedim! Sonuna kadar gitmek zorunda değildin.''

''Ressa, dinle beni.''

''Hayır, kapa çeneni! En başta sana gelmemeliydim.''

Bu kadar yüksek sesle konuşmak zorunda mıydılar?

Gözlerimi kırpıştırdım. Kirpiklerimin arasından sızan ışıkla tısladım. İki çift göz bana baktı. Adamın suratı asıktı. Suratında izler vardı. Biri onu dövmüş müydü?

Kadın ellerini yumruk yapıp bedeninin arkasına yapıştırmış, bana aldırmadan adama bağırmaya devam ediyordu.

''Sana güvendim ve ne oldu bak!''

Adamın bedeni kendini küçültmek ister gibi büküldü. ''Kahretsin bana onu zorlamamı söyleyen sendin. Onu bana getirip, bırakıp gittin.''

Gözlerimi kapattım. Oda fazla aydınlıktı. Ellerimle kulaklarımı örttüm. Duymak istemiyordum.

''Hiç değişmedin Travis. Hermia'ya olanlardan ders aldığını düşünecek kadar aptallık ettim.''

Odanın içinde bir şeyler kırıldı. ''Kapa çeneni!''

''Çok yanıldım.''

Devamında ne konuştular duymadım. Uykuya dalarken gülümsedim.

Rüyamda siyah saçlı bir kadın gördüm. Bana yaşlı gözlerle bakıyordu. ''Unutma'' diyordu. ''Unutma sen aslında onlardan değilsin.''

Sonra hıçkırarak bana ninni söylemeye başladı. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama beni terk ettiğini biliyordum. Ama kim olduğunu hatırlamıyordum. Kanlı elleriyle yanağımı okşayıp, alnımı öptü. ''Kim olduğunu sakın unutma.''

Ben cevap veremeden duyduğu adım sesleriyle irkildi. Boğuk erkek sesleri bağırdı. Sonra yüzüme bir şey kapandı.

Silkelendim. Karanlığın içinde kırmızı gözler gördüm. Keskin hatların ortasına yerleştirilen iki kızıl küre, bilincimi cayır cayır yaktı. Gözlerimi kaçırmak istediysem de, sert parmakları çenemi avuçlayıp beni o alevlere bakmaya zorladı.

Ağladığıma emindim. Siyah saçlı kadın gibi ağladım.

Dudaklarım oynasa da ses çıkaramadım. Çok yorgundum. Bedenimin yanında sallanan kollarım birer dal parçasından farksızdı. Dizlerim beni taşıyamıyordu.

Gözlerimi kırpıştırdım. Şimdi kuruydular. Uyumak istedim.

Uyursam hepsi geçerdi. O kadın ağlamaz. O kırmızı gözler beni kovalamazdı.

Bilincimi kaybetmek için başımı kaldırıp geri vurdum. Başımın altındaki zemin sertti. Birkaç kere sert darbe alırsam bayılırdım. Yeniden kafamı kaldırıp geri indirdim.

Zihnimin içinde bir ses kükredi. ''Kes şunu!''

Aldırmadan başımı kaldırıp yeniden sertçe zemine indirdim. Dişlerim birbirine çarpıp sızladı. Karanlık kollarını açtı ama ona gitmeden beni kucaklamayacaktı. Bana sen gelmelisin. Sadece yaklaş bana.

''Kes şunu! Biliyorsun, kim olduğunu biliyorsun. Unutma, unutma, unutma...''

''Neyi?''

''Kaçarsan kaybolursun.''

Gözlerimin önünden sahneler geçti. Ellerimdeki kana baktım. Bakarken ellerim küçüldü, kırmızıydılar ama kan değil boyaydı.

Gülen bir kadın bana sarıldı. Biri bıçağını boğazıma dayayıp yavaşça kesti.

Gazap'ın GözdesiWhere stories live. Discover now