#46 - Vuslat

21.7K 1.4K 830
                                    

[Multimedia; Kızıl Yıldız'ın ilk amatör tanıtım videosu! (İzleyin bakalım beğenecek misiniz?)]

Ben çok fazla hissederek yazdım bu bölümü, umarım sizler de hissederek okursunuz. Keyifli okumalar! 🌠

🎶Tuğkan – Kırmızı 🎶

🎶Çağan Şengül – Küçüğüm 🎶

(Bu arada Spotify'da Kızıl Yıldız adıyla bir liste oluşturdum. Bu listeye bölüm şarkılarını, bundan sonra kullanabileceğim şarkıları ya da dinlerken bu kitabı veya karakterlerden herhangi birini aklıma getiren şarkıları ekleyeceğim. İlgilenenler bakabilir, linki profilime bırakacağım.)

"MERT!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"MERT!"

Gözleri korku ve endişeyle irileşmiş olan annem, benim ani şaşkınlığımdan faydalanarak hızlı adımlarla yanıma geldi ve önümdeki yemek sehpasını umursamadan yatağın boş kısmına oturdu. Kollarını, beni incitmekten korktuğunu belli eden bir yüz ifadesiyle üzerime doğru uzatarak gözleriyle yüzümü arşınladı.

"Anneciğim! Ne oldu sana böyle? Ah, Mert! Ah, be oğlum!"

Annem, korkudan beti benzi atmış bir vaziyette benimle iletişime geçmeye çalışıyordu lakin ben hala onun varlığının şokunu atlatamamıştım. Saniyeler önce kırdığım potun etkisinden bile çıkamamıştım ki, annemin karşımda olduğunu kabullenebileyim!

"Ne oldu annem, nasıl oldu? Hadi anlat bana? Doktorun nerede? Çağıralım, gelsin!"

Annem, ağzımı açmama dahi izin vermeden -konuşmaya mecalimin olduğu da pek söylenemezdi gerçi- peş peşe sorular sormaya ve sorularına kendince cevap vermeye devam ederken gözlerimi kırpıştırdım.

Evet, sahiden buradaydı.

İlk şoku yavaş yavaş atlatan zihnimde buraya nasıl geldiği, ona kimin haber verdiği, niye hiçbir şey demeden bir anda çıkageldiği soruları dönmeye başladığında uzanarak ellerini tuttum ve gözlerimi, gözlerine dikip "Annem, bir dur Allah aşkına," diye mırıldandım onu sakinleştirmeye çalışarak. "Turp gibiyim ben, bak!"

Annem sorularına kısa bir ara vererek kaşlarını çattı ve "Belli ne kadar iyi olduğun," diye kızdı. "Oğlum günlerce yoğun bakımda yatmışsın, günlerce! Ah o Derin'le Derya'yı bir elime geçireyim var ya, saçlarını başlarını yolacağım! Seni ben doğurdum be, ben! Ne demek anneye haber vermemek, ne demek?"

Annemin haklı isyanı karşısında kendimi tutamayarak güldüm ve "Bir sakin ol sultanım ya," dedim, huyuna gitmeye çalışarak. "Kızlar sizi endişeye düşürmemek için haber verme-"

Aklıma gelen şeyle lafımı yarıda keserek kaşlarımı çattım ve annemin kızarmış gözlerine sorgulayıcı bir bakış attım. "E, kızlar haber vermediyse sen nereden duydun ki hastanede olduğumu?"

KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin