#7 - Mavi Saçlı Kız

53.3K 2.1K 376
                                    

[Multimedia: Kamer Peyam 👨‍👧]

Endişe, korku, telaş, şaşkınlık...

Beril'in, ameliyathaneden çıkan doktorun kollarına yığıldığını gördüğümde hissettiğim duyguların en belirgin olanlarıydı bunlar. Doktorun kollarında öylece hareketsiz durduğunu görmek içimde depremler olmasına neden olmuştu sanki.

Yanlarına doğru koşarak onu kendi kollarıma çekmiş ve konuşmaya çalışmıştım lakin göz kapakları açılmamıştı. Onu ilk gördüğüm zaman tahmin ettiğim gibi kirpikleri üst üsteyken muazzam bir ahenk oluşturuyordu ama bunu böyle görmek istememiştim. Kirpiklerini o baygınken izlemek istememiştim.

Benim haddinden fazla olan tedirginliğimi buruk bir gülümsemeyle izleyen genç doktor onu muayene etmek istediğini söyleyince, hiç tereddütsüz elimdeki kantin poşetlerini onun eline tutuşturup Beril'i kucağıma aldım. Doktor bir eline tutuşturduğum poşete bir de bana baktıktan sonra kafasını sallayarak güldü ve onu takip etmemi söyleyerek koridorda ilerlemeye başladı. Doktorun tuhaf tepkilerini takacak durumda olmadığımdan gözlerim sık sık kucağımdaki kızıl güzele kayarken doktorun peşine takıldım.

Uzun, kızıl saçları omuzlarındaki kolumdan aşağı sarkmıştı ve ben adım attıkça sağa sola sallanıyordu. Başı bilincinin yerinde olmadığını belli edercesine kolumdan aşağı doğru sarkmıştı. İçim rahat etmediğinden başını göğsüme yaslaması için onu hafifçe kucağımda hoplattım. Başı tam da istediğim gibi göğsüme yaslanınca bir an kendimi tutamadım ve burnumu saçlarına dokundurdum. Ah, cidden... Bu kadar harika kokuyor olamazdı.

Kokusunu daha iyi hissedebilmek için tam içime derin bir nefes çekeceğim sırada ne yaptığımın farkına vardım ve zorla da olsa başımı ondan uzaklaştırdım. Ne yapıyordum böyle? Beynim düşünme yetisini kaybetmiş gibiydi. Sanki vücudumun kontrolü kalbimin eline geçmişti ve o ne derse hiç düşünmeden yerine getiriyordum. "Kendine gel Mert," diye mırıldandım kendi kendime. Evet, kesinlikle kendime gelmem ve bu kızın üzerimdeki saçma etkisinden kurtulmam lazımdı.

Doktorun bir odanın kapısını açıp içeri girdiğini gördüğümde peşinden giderek odaya girdim ben de.

"Kız arkadaşınızı şöyle sedyenin üzerine bırakın lütfen."

Doktorun sözleriyle, daha doğrusu söylediği ilk iki kelimenin etkisiyle yerimde kalakaldım. Gözlerim irileşirken hemen savunmaya geçtim ve "O benim kız arkadaşım değil," dedim hızla. Nedense üzerine yapmadığı bir suç atıldığı için kendini aklamaya çalışan kişiler gibi hissediyordum. Saçma bir telaşa kapılmıştım.

Bu aralar şu saçma kelimesini ne de çok kullanıyordum öyle...

Doktor tepkimi aşırı bulmuş olacak "Öyle mi?" diye sordu tek kaşını kaldırarak. Pek de inanmışa benzemiyordu. "Ona olan bakışlarınızdan öyle bir çıkarımda bulunmuştum. Ona daha açılmadınız o halde?"

"Açılmak mı?" diye sordum şaşkınca. "Hayır, hayır, öyle bir şey yok. Okuldan bir arkadaşım sadece."

Doktor gözlerini kısarak kısa bir süre yüzümü incelediğinde, o sinir bozucu suratına yumruğumu geçirmek istedim lakin kucağımdaki Beril bunu yapmama engel oluyordu.

Doktor bilmiş bilmiş kafasını sallayarak -suratına yumruğumu gömme isteğim gittikçe artıyordu- "Pekâlâ, siz öyle diyorsanız. Her neyse, dediğim gibi arkadaşınızı sedyeye yatırın lütfen," dedi. Kendimi sakin olmaya zorlayarak dediğini yaptım ve Beril'i nazik bir şekilde sedyeye yatırdım.

Doktor, Beril'i kucağıma alabilmek için eline tutuşturduğum poşetleri bana geri verdikten sonra odadaki koltuklardan birini işaret ederek "Lütfen oturun," dedi. Uslu bir çocuk olmaya karar vererek gidip gösterdiği yere oturdum. Doktor, Beril'i muayene ederken gözlerimi ayırmadan onu izledim. İçim hala endişe kırıntılarıyla doluydu ama onun doktorun kollarına yığıldığı andaki gibi de değildim. Biraz daha sakinleşmiştim ve açıkçası dangalak doktor aklımı karıştırmıştı. Hayır, ben zaten düşünme yetimi kaybettim diye sızlanıyordum, herif de beni iyice çıkmaza sokmuştu.

KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin