#17 - Davetsiz Misafir

34.5K 1.5K 304
                                    

[Multimedia: Mert Atalay🦸‍♀️]

"Ah ha, hepinizi yok edeceğim, lanet olasıca pislikler!"

Gökay'ın, kendini oyuna fazla kaptırması sonucunda ağzından dökülen kelimeler, başımızı çevirip ona bakmamıza neden olmuştu lakin ona baktığımızı asla fark etmemişti. O, onun deyimiyle lanet olasıca pislikleri, yani Kamer'le beni öldürmeye çalışıyordu. Feza, Derin'le beraber içerideydi ve Koray da oyun oynamak istemediğini -telefonuyla uğraşıyordu ve ne kadar inkâr etse de Asel'le konuştuğu konusunda hemfikirdik- söyleyince üç kişi kalmıştık. Mecburen ikiye bir olacaktık ve Kamer de ben de Gökay'la aynı takımda olmak istemeyince tek kalarak bize savaş açmıştı.

Kafamı sallayarak önüme döndükten sonra sadece iki hamlede Gökay'ı öldürdüm. Gökay, boynu kesilen karakterine ağzı bir karış baktıktan sonra sinirle bana döndü.

"Beni nasıl öldürürsün? Bunu... Bunu bana nasıl yaparsın?"

Kaşlarımı çattım.

"Oyun, savaş oyunu," dedim, anlamasını kolaylaştırmak için tane tane konuşarak. "Yani amaç bu."

Gökay, söylediklerime inanamıyormuş gibi bir yüz ifadesi takınırken, Kamer birazdan olacakları -onun için eğlenceydi- daha rahat bir şekilde izlemek için kanepede yayılarak arkasına yaslandı.

"Oyunun amacı bu diye beni mi öldürmek zorundaydın? Kamer'i öldürseydin ya!"

Sabır dilenircesine derin bir nefes aldıktan sonra sakin kalmaya çalışarak konuşmaya başladım.

"Kamer benim takımımda Gökay, onu neden öldüreyim?"

"Adam olduğunu kanıtlamak için!"

Kaşlarım hızla çatılırken, Kamer'in ıslık çalışını duymazdan geldim.

"Ne diyorsun sen lan gevşek?"

"Haksız mıyım?" diye sordu Gökay, asla altta kalmayacağını gösterirken. "İkiniz bir oldunuz, Kamer beni sıkıştırdığında kestin zavallı karakterimin kellesini. Adam olsaydınız da tek tek gelseydiniz!"

Ben, ciddi anlamda ne diyeceğimi şaşırarak susarken; Kamer araya girerek "Beni niye karıştırıyorsun lan?" diye sordu.

Bu sefer dönüp şaşkınca Kamer'e baktım. "Tek suçlu ben miyim, oğlum? Sen de bana yardım etmedin mi? Birlikte öldürdük onu."

"Bana ne abi," dedi, Kamer omuz silkerek. "Adamın kellesini kesen sensin, cezası neyse sen çekeceksin."

"Ciddi anlamda bunları duymak yerine yok olmayı tercih ederdim."

Bana fırsat vermeden araya giren Koray'a döndük hepimiz. O da konuşmaya devam etti.

"Gökay'la Gökay oldunuz vallahi, ben de sizi akıllı sanırdım," diyerek kafasını salladığında, "Koray haklı lan," diyerek ayağa kalktım. "Savaş oyununda birbirimizi öldürdüğümüz için özür dileyip cezasını çekmeye razı oluyoruz anasını satayım, bu nasıl iş?"

"Körle yatan şaşı kalkar, diye boşa demiyorlar," diyerek homurdandı Kamer. Gökay, Kamer'e yandan yandan bakarak sırıtınca yine saçmalayacağını anlayarak söyleyeceği şeyleri duymamak için hızla odanın çıkışına doğru ilerlemeye başladım ama ne yazık ki kulaklarımın Gökay'ın o salak sorularını işitmesine engel olamadım.

"Kamer aşkım, biz senle ne zaman yattık ki kız? Sarhoş olmamdan faydalanıp beni yatağına attın da haberim mi yok?"

Kamer, "Ya sabır, ya selamet," diyerek sabır dilenirken, kusmamak için direndim ve kendimi odadan dışarı attım. Midem konuşmanın devamını dinleyemeyecek kadar doluydu zira.

KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin