#13 - Bencil

37.4K 1.7K 183
                                    

🎶 Göksel ~ Gittiğinde 🎶


"Ulan," dedim, hayretle kafamı iki yana sallarken. "Duyan da günlerdir görüşmüyoruz sanır. Ne ara oldu bütün bunlar?"

Koray ve Kamer... Sandığımdan da hızlı çıkmışlardı. Üstelik böyle bir şeyi beklemiyordum da, hele ki Koray'dan. Koray, biz onu tanıdığımızdan beri kadınlarla duygusal anlamda ilgilenmiyordu. Hatta hiçbir anlamda ilgilenmiyordu. Şu zamana kadar Koray'la ilgilenen çok kız olmuştu ama hiçbirine Koray'dan geri dönüş olmamıştı. Bazen sırf goygoy olsun diye asılırmış gibi yapardı ama bunun da ciddi bir yanı yoktu. Bu yüzden şu Asel denen kızı merak etmiştim. Koray'ı dans partneri olmaya ikna etmeyi başaran kız, nikâh masasına bile oturturdu.

Kamer'in ise aklı fikri kardeşi Beste'deydi. Bunu bilmeme rağmen bence olay, hasta olan çocuğun hastane masraflarından ibaret değildi. Kızdan bahsederken yüzünde tuhaf bir ifade oluşuyordu ve bunu sadece benim fark etmediğimden de emindim. Sadece diğerleri de benim gibi sessiz kalmayı yeğliyorlardı.

"Ee, Beril'e ne kadar daldıysan artık, bizi unuttun abi. Sensiz idare ediyoruz bu aralar. Bizden haberin olmaması çok normal yani."

Kaşlarımı çatarak Koray'a baktım. Beril ne alakaydı şimdi?

"Kızın annesi kaza geçirmiş, yanında durmamayayım mı yani? Hem sadece benim değil, Feza'nın da haberi yok bunlardan. Onunda mı suçu Beril?"

Kamer kafasını yana eğerek omuz silkti.

"Hayır, onun suçu da Derin ve dolayısıyla ikinizin ortak sebebi kızlar."

"Evet, Koray aşkımla Kamer aşkım ne dedilerse sonuna kadar katılıyorum Mert aşkım. Bizi aldatıp duruyorsunuz, ayıp oluyor yani. Hayır, bizim güzelliğimizin yanında bir şeye benzeseler gam da yemeyeceğim ya, neyse..."

Gökay, elindeki cips tabağıyla odadan içeri girdiğinde ona döndüm. Tabi ki saçmalıklarına cevap verme gibi bir hatada bulunmayacaktım.

"Ulan dolapta ne kadar yemek varsa silip süpürdün zaten gavat. Birde zulayı mı patlattın?"

Gökay buraya ne zaman gelse Derin'in yaptığı yemeklerle resmen savaşa giriyor ve bütün yemekleri mağlup ediyordu. Öyle ki bazen beni bile geçiyordu. Onun yüzünden buzdolabına kilit almayı bile düşünmeye başlamıştım. Nasıl takacağım konusunda en ufak bir fikrim yoktu tabii ama buzdolabını sırtlayamayacağıma göre şimdilik en mantıklı seçenek bu gibi geliyordu.

Gökay sert yüz ifademe aldırmadan dudaklarını büzdü.

"Aşk olsun Mert aşkım ya, lokmalarımı mı sayıyorsun sen benim? Bunun ayıp olduğunu öğretemediler mi sana? Çok ayıp yani, gerçekten çok ayıp!"

Gökay'ın saçmalıkları üzerine homurdanırken gözlerim elindeki cips tabağına kaydı tekrar. Yaşadığım farkındalıkla hızla omuzlarımı dikleştirdikten sonra gözlerimi kısarak "Dolaptaki son cipsi senin yediğini söyleme bana," dedim dişlerimin arasından. Gökay, sinirlendiğimi anlayarak hızla gözlerini kırpıştırdı ve sonra tatlı görüneceğini sandığı salak bir gülümsemeyi yerleştirdi dudaklarına.

"Madem istemiyorsun, o zaman söylemem aşkım."

Koray'la Kamer karşımdaki ikili koltukta otururlarken, her zamanki gibi gülmemek için zor durur bir halleri vardı. Zaten Gökay'ın olduğu yerde ciddiyet olması binde bir gibi bir şeydi. Genelde sinir küpüne dönen biri -nedense genelde bu kişi ben oluyordum- ve yarılana kadar gülen diğerleri oluyordu.

"Gökay," dedim, son cipsimi onun yediğini unutmaya çalışarak. "Bir gün seni öldürüp hapse gireceğim, biliyorsun değil mi?"

Korktuğundan olsa gerek hala kapı girişinde dursa da salak özgüvenini sergilemeyi eksik etmiyordu. Kaşlarını sahte bir sevecenlikle kaldırırken "Beni severken öldüreceksin, çünkü çok tatlıyım. Değil mi?" diye sordu.

KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin