u make me a better person every day

1.3K 98 53
                                    

"Zayn, biraz hızlı gitsene ya!"

Zayn yavaşça, sabahtan beri güzel olması için uğraştığım ve maşaladığım saçlarımı karıştırdı. Ve bu benim çıldırmama yetmişti!

"Sen öldün.." diye tısladım, çenemi sıkarak. "Buz pateninde kıçının üstüne düşmeni sağlayacağım."

Kahkaha attı. "Sen kaymayı bile bilmiyorsun."

"Kusursuz bir insan olarak yaratılan Juliet Dawson'ın yeteneklerini bilmiyorsun herhalde. Öğrenirim, benim için zor olmaz."

Zayn bu lafıma güldü ve odağını yola yoğunlaştırdı.

Geçen günkü akşam yemeğinin ardından yaklaşık iki hafta geçmişti ve biz evde her zamanki gibi pineklerken Utah bizi arayıp buz patenine gelmemiz gerektiğini söylemişti. Ben bu fikre bayılmıştım ama Zayn malını ikna edebilmek için türlü türlü fedakarlıklar yapmam gerekmişti. Akşam yemeklerini bir hafta boyunca benim toplamam gibi...

Bütün bunlar buz pateni için değmezdi ama sıkılmıştım ve yapacak bir şey de yoktu.

Şimdiyse, bizi bekleyen arkadaş grubumuza gitmek için yola çıkmıştık ama Zayn arabayı 50'de kullandığı için, bu bir kaç saat sürebilirdi.

"Ya niye yavaş gidiyorsun, canım benim?"

"Amma ağladın Juliet. Geldik işte."

Sağımdaki camdan dışarı baktığımız zaman gördüğüm şey, kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. "Hani merkezdeki piste gidecektik?"

Zayn arabayı park ettiği zaman, yavaşça bana baktı. "Orası tadilattaymış. Bugünlük bununla yetin."

"Ama oradaki pistin açık büfesi vardı!" Midemi her zaman düşünüyordum...

"Burada yok muymuş?"

"Yok," dedim, üzgünce. "Ya da bilmiyorum, hiç gelmedim."

Gülümseyerek burnumu sıkan Zayn, "Üzülme. Gerekirse açık büfeyi biz yaparız," dedikten sonra beni öptü.

Bu öpücük keyfimi biraz yerine getirirken, ona biraz daha yaklaştım ve dudaklarını ısırdım. Karışık duygularla inleyen Zayn, beni belimden tutarak iyice kendine yapıştırdı ve dudaklarını açarak işin içine dilinin girmesini sağladı. Ve bu... mükemmeldi!

Ellerim onun yumuşak saçlarının arasındayken, arabanın camını biri gürültülü bir şekilde tıklatarak ikimizi yerinden sıçrattı. Dudaklarımı Zayn'den çekip aniden kimin camı tıklattığına bakarken, Utah'ın sırıtan yüzüyle karşılaştım. Zayn gözlerini kapatıp yavaşça nefes verdi ve kafasını koltuğa yasladı. Sanırım Utah'ın asla gerizekalılıktan düzelemeyeceğini düşünüyordu, emin değilim.

Utah sırıtan suratıyla hala arabada olduğumuzu farkedip cama birkaç defa daha vurdu. "Hadi! Gelsenize!"

"Senin o gülen suratına sıçayım," diyerek kapıyı açtım. Harika bir atmosferi bozmuştu ve bunun acısını ondan da çıkaracaktım.

Zayn'de arabadan çıkınca sıkıca elimi tuttu ve öbürlerinin yanına ilerletti. Karşı tarafta bizi bekleyen Leon, Daisy, Brooklyn, Utah ve Waliyha vardı. Waliyha mı? Zayn şimdi Utah'ın belasını sikecekti.

Daisy, Brooklyn ve Leon mu?

Bir dakika... Waliyha mı?

Düşünün, Leon'un yanında olan Daisy ve Brooklyn çiftini bile umursayamamıştım... Bugünkü kaos Zayn ve Waliyha'dan çıkmasa bile Brooklyn ve Leon arasından çıkacaktı.

Grubun yanına ilerlediğimizde herkes kısaca bize selam verirken, Zayn elimi tutan elini daha da sıkılaştırarak Waliyha'ya baktı. "Senin burada ne işin var?"

in love w you//zmWhere stories live. Discover now