lil cousin

1.8K 110 25
                                    

"Ya hayır Zayn, biraz aşağıdan çeksene!"

Zayn derin bir nefes alarak biraz daha eğildi ve kamerayı daha dikkatli bir şekilde aşağıdan tuttu.

Evet, anlaşıldığı üzere fotoğrafımı çekiyordu. Sabah bizim çocuklar bizi aramıştı ve saat öğlen iki gibi buz pateninden randevu aldıklarını, itiraz kabul etmeyeceklerini söylemişlerdi. Ben bu fikre bayılmıştım ama karşımdaki adamı ikna etmek çok zor olmuştu.

En sonunda ikna olunca, sevinçle hazırlanmaya başlamıştım ve hazırlanmam bittiğinde gerçekten çok iyi göründüğümü farketmiştim. Son durum buydu işte. Zayn gibi fotoğraf çekme özürlüsünden zorla güzel açı yakalamaya çalışıyor, Instagram'da paylaşmak için sabırsızlanıyordum.

Söylemiş miydim, çok güzel olmuştum. Ve bu güne puanımın yükselmesi için çok geçerli bir sebepti.

Zayn telefonu biraz yukarıda çıkınca pozunu değiştirdim. O ise bir yandan fotoğraf çekerken, bir yandan çatık kaşlarıyla konuşmaya başlamıştı. "Daisy hala o lavukla birlikte mi?"

Kamera için olan sahte gülümsememin altından konuştum. "Düzgün konuş."

"Daisy hala o salakla birlikte mi?"

Belime koyduğum eli sıkıntıyla indirdim. "Zayn, düzgün konuşur musun? Evet birlikte."

"Az önce zaten düzgün konuşmuş halimdi Juliet." Yanıma gelip ünlü bir fotoğrafçıymış gibi, sabah maşa yaptığım bukleli saçlarımı düzeltti ve birkaç adım geri çekilerek yine kamerayı yüzüme tuttu. "Ee, buz patenine gelme fikrini nasıl kabul etti o zaman? Leon da geliyor."

"Sevgili olamamış olmaları bir şey ifade etmez. Daisy bizim için geliyor sonuçta. Hani bir arkadaş grubumuz vardı ya, hatırladın mı?"

"Evet."

"İyi. Şimdi iyi fotoğraf çek. Yoksa akşam ceza veririm."

Telefonu isteksizce tutan Zayn bir anlığına bana baktı ve gözündeki arsız parıltılar, pis sırıtışıyla birleşti. "Nasıl bir ceza bu?"

Elimi kolumu nereye koyup poz vermem gerektiğini bilemezken, "Güzel bir ceza." dedim sessizce.

"Seni kırbaçlayabilir miyim?"

"Ne?"

"Ceza işte."

"Sen bu aralar Grinin Elli Tonu'nu falan mı izledin?"

Düşünceli bir şekilde bana baktı. "Hayır."

"Bu ceza bana olmayacak, salak. Sana uygulayacağım."

"Sen mi beni kırbaçlayacaksın?" dedi şaşkınca.

"Ne, hayır! Kırbaç falan yok, tamam mı?"

"Ee, ceza ne o zaman?"

Kısaca düşünüp aklıma gelen fikirle gülümsedim. "İyi çekemezsen bu gece yanımda uyuyamazsın."

Zayn'in gözleri endişeyle açıldı ve kamerayı tekrar yüzüme tutarak onlarca fotoğrafımı çekti. Bu işlem süregelirken, gözü arkamda bir yere takıldı ve onun dikkatinin kaymasıyla ben de onun baktığı yere baktım. "Ne oldu?"

"Şu şöminenin önüne geçsene," dedi, arkamdaki beyaz şömineyi işaret ederek.

Söylediği şeye uydum ve önüne geçtim. Yanıma gelerek arkamı döndürdü ve şöminenin üzerindeki altın renkli aynanı bana doğru tuttu. Ne yaptığını anlamaya çalışırken, beni bu zahmete daha fazla sokmadı ve anlatmaya başladı. "Yüzünü aynaya döneceksin ve aynadan kameraya bakacaksın, tamam mı? Ben de aynayı çekeceğim."

in love w you//zmWhere stories live. Discover now