half naked

2.4K 160 127
                                    

Eve yine pizza siparişi verdiğim bir günün ardından, karnımı hamurla tıka basa dolduracak olmak bi nevi kötüydü. Üstelik bir kutuyla doymam diyip, gözümün dönmesiyle üç kutu almıştım ve evde Zayn yoktu. Bu da üç kutunun hepsinin bana kalması demekti. Ama artık yemek yapmayı öğrenmem ve ev yemeği yemem lazımdı yoksa geri kalan hayatıma sağlıksız bir obezite hastası olarak devam edecektim.

Pizzanın ücretini ödeyip salona koyduğum zaman, dolaptan kola tarzı asitli içecekleri de salona getirdim. Ayakta dikilip hala eksik olan bir şeyler varmış gibi hissediyordum.
Televizyondan Netflix'e girdim ve biraz göz gezdirdikten sonra uygun bulduğum bir diziye tıkladım. Dizinin başı sarışın, mavi gözlü bir kıza aşık olan adamın, kızı tanıtmasıyla başlıyordu.

Sarışın..Mavi göz?

Luke!

Diziyi dondurup, aklıma gelen ani bir fikirle pofuduk peluş terliklerimi ayağıma geçirdim ve üstümde pijama olmasını umursamadan evden çıkıp Luke'un kapısını çaldım. Ona borcum olan kahve içme olayını biraz değiştirerek pizza yeme olayına çevirmemin hiçbir sakıcası yoktu, değil mi?

Kapının açılmamasıyla "Hadi ama!" dedim ve belki duymamıştır diye yumruğumla pat pat vurmaya başladım. Evin derinliklerinden boğuk bir ses geliyordu. "Geldim!"

Kapı hızlıca açıldı ve karşıma bel bölgesinden dizlerine kadar havlu sarılmış Luke çıktı. Sarı saçlarından damlayan sular önce hafif yapılı gövdesine, oradan da havlunun içine doğru akıp bilinmezliğe kayboluyordu ve ben bunu şok içerisinde -ve açlıkla- inceliyordum. "Juliet?"

Kendime gelmem saniyeler bulsa da, uyuşturucu bulmuş bir K-9 köpeği gibi olan bakışlarımı vücudundan gövdesine doğru zorlukla çevirebildim. "Siz?!" dedim, hipnotize olmuş gibi.

"Ben ne?"

"Siz çıplaksınız!" Gözlerim neyi gördüğümü ancak beynime yeni iletmişti.

Luke, ani tepkimden sonra gözlerini kendi vücudunda dolaştırınca, gerçekten yarı çıplak bir şekilde benim karşıma çıktığını yeni anlamıştı. "Ben.." dedi, panikle kapının arkasına saklanmaya çalışıp. "Ben üzerimi değişsem iyi olacak. Sonra uğrarım sana, tamam mı?" dedi ve kapıyı suratıma kapattı.

Harika. İkimiz de az önce yaşanan olayın aptallığından dolayı paniklemiştik ve benim o şekilde bağırmam hiç iyi olmamıştı.

Aptallığıma küfredip kendi evime geldiğimde salona geçtim ve aklımın dağılması için diziyi açtım. Aklım dağılmalıydı, çünkü vücudu gayet iyiydi ve beynimin kurduğu hayaller yüzümü kızartacak kadar edepsizdi.

Kendimi zorlayarak açtığım diziyi izlemeye çalışınca, konuyu anlamaya çalıştım. Takıntılı bir adamın aşkını mı konu alıyordu? Galiba öyleydi.

Yaşı kaçtı acaba? Yani Luke'un benden büyük olduğunu biliyordum ama- bu konuyu kapatabilme şansım var mıydı, sikeyim?

Dizi birkaç dakika daha devam ederken kapım yumuşakça tıklatıldı ve Luke'un geldiğini bildiğim için aptalca kalbim hızlıca atmaya başladı.
Kural 1: Yeni eve taşınıyorsan, karşı komşunu ilk günlerde yarı çıplak görmemelisin.

Koşar adım kapıya geçip açtım. Bu sefer üzerinde siyah atlet, onun üzerine de yırtık kot ceket geçirmişti. Kapıyı açar açmaz kullandığı naneli duş jeli ve yine naneli şampuanının konusunu alabiliyordum. Gülümseyip kenara çekildim. "İçeri geçsene."

İçeri geçip adımları salonu bulunca, koltuğa geçip oturdu. Ben de karşısına geçtim. Ortam sessizdi ve bu benim stres yapmama sebep oluyordu.

in love w you//zmWhere stories live. Discover now