52.Bölüm ~PEMBE MEZARLIK~

Comenzar desde el principio
                                    

Gözlerimi açtığımda toz ve pislikle dolu bir odadaydım. Saçlarım dağılmış, kıyafetlerim kirlenmişti. Nefes almakta güçlük çekiyordum. İkide bir hapşırıp duruyordum. Kapısı demir olan bir odaydı. Zar zor ayağa kalkıp kapıya gittim. Kulpundan tutup zorlamıştım ama açılmıyordu. Burada kilitli kalmıştım. Piçizler beni buraya bırakmışlardı. Göğsümde bir korku duygusu hissetmiştim ve ağlak yanım ağır basıyordu. Burası havasız, tozlu ve bir o kadar da pisti. O an hastanedeyken gördüğüm rüya aklıma gelmişti. Pis bir odada kilitliydim ve yavaşça ölüyordum. İçimde ki korkuyla kapıya sertçe vurmaya başladım. "Açın kapıyı! Çıkarın beni buradan pislikler!" dedim.

Arkamdan bir ses gelince o tarafa dönmüştüm. Yeni fark ettiğim televizyona doğru yaklaşmaya başladım. Çığlıklar, yumruklar, kavgalar havada uçuşuyordu ama ortadakinin kim olduğunu kestiremiyordum. Kafasında maske olan kişi çekilince bunun Görkem olduğunu anlamıştım. Uzunca ani bir çığlık atıp kapıya koşmaya başladım. Kapıyı yumrukluyordum. Kardeşime zarar veriyorlardı ve onun canını yakıyorlardı. "Açın şu kapıyı! Açın!" diye ağlayarak bağırıyordum. Ağlamam çığlıklara dönüşürken televizyon ekranına yeniden döndüm. O kişi Görkem'e sertçe bir yumruk atmıştı ve ağzından kan gelmişti. Görkem'in canı çok yanmıştı. O bunları hak etmiyordu. "Onu bırakın ne olur? Onu bırakın! Beni alın, ona bir şey olmasın. Lütfen!" dedim kendimi kapıya yaslayıp yere doğru kayarken. Şuan çok çaresizdim, çaresizdik. Yardım edenimiz yoktu. Şu yerde tek başımaydım ve canlı canlı kardeşimin elimden kayıp gitmesini izliyordum.

Onu öldürecekti ve ben hiç bir şey yapamıyordum.

"Görkem!" diye çığlık atmıştım. Çığlığım koridorlarda yankılanacak kadar güçlüydü. Acı bağırışlarımı ve çırpınışlarımı duyan kimse yoktu. Hayatım da hiç bu kadar çaresiz ve güçsüz olmadığımı hatırladım. Nefesim yavaşça daralıyordu ve ellerim hiç olmadığı kadar titriyordu. Görkem ardı ardına yediği yumruklardan dolayı bayılmıştı. Güçlü birisi değildi ve bunları kaldıramazdı. Sesim artık çıkmıyordu. Çıkaramıyordum... Onun canı çok yanmıştı. Kalbim yerinden çıkacak kadar güçlü atıyordu. Nefes alıp verişlerim çok hızlanmıştı. Bu iyi gibi gözükmüyordu. Görkem'e bir şey olacak diye zaten ödüm kopuyordu. Televizyona yaklaşıp 'Görkem' diye sayıklamaya başladım.

Önce sushiba, sonra Görkem...

Elim ekrana giderken Burnumdan bir sıvı gelmesiyle oraya döndü. Bu kandı! Gözlerim kayarken bilincimi yavaş yavaş kaybediyordum. Bedenim artık bu kadar zorluğu kaldıramıyordu. Kendimi kilitleyip kapatmama az kalmıştı. Kulaklarım çok az duyuyordu. Güçsüzlük beni esaretine sarmıştı. Yanımda ki duvara yaslanıp yavaşça bedenimin yere kaymasına izin verdim. Daha sonra bedenim yana düşmüştü. Burnumdan gelen kan şiddetlenirken, ağzıma gelen acı tatla kan kustuğumu anlamıştım. Bu görüntü midemi daha da bulandırırken ağlamam şiddetlendi. 

Sanki kapı açma sesleri geliyordu. Aklımda hala Görkem vardı. Canım kardeşim... onu koruyamamıştım. Kendimi asla affetmeyecektim. "Görkem..." diye sayıklıyordum. Elimden hiç bir şey gelmiyor oluşu içimde bir endişe yaratıyordu. Nefes alış verişlerimin kesikliği hızlanırken gözlerimin yavaş yavaş kapandığını hissettim. Burnumdan daha da çok kan geliyordu. Kafamın yanından yerlere kan aktığını görüyordum.

"Özür dilerim Görkem." diyebildim sadece. Boğazıma bir yumru otururken yanıma gelen ayak seslerini duymuştum. Bu Çağan'dı. Çağan omuzlarımdan sertçe tutarak beni oturur pozisyona getirmişti. Sırtım duvara yaslıydı ve Gözlerimden yaşlar akıyordu. Olabileceğim en çaresiz, yardıma muhtaç anımdaydım. Ben de Alesya Korkmaz isem bunu sizin yanınıza bırakmazdım. Burnumda ki kanlar durmuştu ama ağzım yüzüm kan içerisindeydi. "Çok güçsüzsün. Çok yalnızsın. Yanında şuan o arkadaşların yok. Sana kim yardım edecek?" dedi alayla. İnatla bunu yapmaya devam edeceklerdi. Çağan acıyarak bana bakıyordu. "Bu halime iyi bak olur mu? Çünkü bu beni son güçsüz görüşün olacak." dedim sırıtarak gözlerinin içine bakarken.  "Göreceğiz. Sen ve o arkadaşların yaptıklarınızın karşılığını almadan rahat yüzü görmeyeceksiniz." dedi Çağan acımasız ses tonuyla. "Ne yaptın kardeşime he? Pisliksin sen Çağan. Asla affetmeyeceğim seni. " dedim çatlayan sesimle birlikte. "Bence sen kendini düşünsen iyi olur. Bu halinle daha ne kadar dayanabilirsin bilemem." dedi düz ifadesini koruyarak.

PSİKOZLARDonde viven las historias. Descúbrelo ahora