31.Bölüm ~BÜYÜK SIR~

2.6K 165 70
                                    

Asena Eda'dan...

Kumsal "Ne konuşacaksınız bizimle?" dedi. "Şimdi konumuz Barlas ve onun sürüsü." dedi Berkan. Barlas ve diğerleri ne yapmıştı ki bu kadar sert konuşuyorlardı? "En iyisi bir kafeye gidelim. Orada düzgünce konuşuruz." dedi Miraç. Hepimiz olumlu anlamda başımızı salladık.

Bize ne söyleyeceklerini merak ediyordum. Miraç yanıma gelip kolunu omzuma attı. İlk başta rahatsız oldum ama başka bir amacı yoktur diye düşünerek bir şey demedim. Okul bahçesinden çıkarken bize ısrarla bakan Barlas'la karşılaştım. Kaşlarını çatmış bir şekilde bize bakıyordu. Ellerini yumruk yapmış sıkıyordu. Sinirlenmişti ama neden sinirlenmişti? Barlas Miraç'tan gözünü çekip bana baktı. Gözleriyle gözlerime öyle derince baktı ki vücudumu korku sardı. Bana ilk defa böyle bakıyordu. Öldürecek gibi bakıyordu. Gözlerimin içine bakarak kafasını olumsuz anlamda salladı ve gözlerini gözlerimden çekti. Bana öyle bakması içimi burkmuştu. Bazen kendime imkansız bir kişiyi sevdin diyordum ve bu düşünceyle üzülüyordum. Duygularım azalacağı yerde gün geçtikçe daha çok çoğalıyordu.

Okuldan çıktığımızda en yakın kafeye gittik. Kafe sade ve şıktı. Masalar kahverengiydi. Duvarlar ise beyazdı. İki katlı bir mekandı. Biz 2. katına çıkıp 9 kişilik yere oturduk. "Artık anlatın ne oluyor?" dedi Alesya. "Aynen anlatın. Ne yapmış bunlar?" dedi Kumsal. "Tamam anlatacağız ama sözümüzü bölmeyin. Sorularınızı sona saklayın tamam mı?" dedi Araf. Kafamızı olumlu anlamda salladık. Biz merakla anlatmalarını beklerken yanımıza garson geldi. "Ne istersiniz efendim?" dedi garson. Kumsal "Sonra sipariş vereceğiz." dedi ve garson "Tamam efendim." deyip yanımızdan ayrıldı. "En iyisi sen anlat Miraç. "dedi Berkan. Miraç tamam anlamında kafasını salladı ve sandalyesinden doğruldu. "Bakın şimdi anlatacaklarımı iyi dinleyin." dedi ve devam etti. "Barlas ve çetesi iyi işlerle uğraşmıyorlar. Kötü işlerin içindeler ve bu kötülüğe zorla başkalarını da sürüklüyorlar. " dedi. Asu Miraç'ın sözünü bölüp "Nasıl yani?" diye sordu. Miraç derin bir nefes alıp sözünü devam ettirdi. "Barlas'lar kalpazanlık yapıyor." dedi. Şaşkınca Miraç'ı dinliyordum. Kalpazanlık mı? Neden bu işi yapıyorlardı ki? "Kalpazanlık ne ki?" diye sordu Kumsal. "Kalpazanlık sahte para üretme ve bu ürettikleri parayla insanları dolandırıyorlar. İnsanların ekonomik durumunu düşürüyorlar." dedi Miraç.

Kötü birileri olduklarını duymuştum ama bu kadar kötü olduklarını zannetmiyordum. "Bunlar nasıl bir pisliğin içindeler? İnsanları dolandırmak ne demek?" dedi Alesya sinirle. "Durun daha bitmedi." dedi Miraç ve derin bir nefes alarak devam etti. "Küçük çocukları kaçırıp ailelerinden fidye alıyorlar yani para. Bu ürettikleri sahte paraları bir depoya saklıyorlar. Biz bazılarını depoya gitmeden ele geçirdik ve yok edebildiğimiz kadar yok ettik ama malların daha %10'unu bile alamadık. Kaçırdığı çocukları oraya götürüyorlar. Dediğim gibi depoda saklıyorlar ama o deponun nerede olduğunu bilmiyoruz. O depoyu bulursak hem biraz da olsa küçük çocukların hayatlarını kurtarırız ve Barlas ile sürüsünü batırırız." dedi Miraç. Ağzımı açamıyordum. Sanki harfleri hatırlamıyordum, konuşmayı unutmuştum. Barlas'ın bu kadar kötü olacağı aklıma gelmemişti. Bana hiç bir zaman kötü tarafını, acımasız tarafını göstermemişti. "O depoyu bulmamız lazım." dedi Araf. "Peki nasıl bulacaksınız?" dedi Kumsal. "Bilmiyoruz. Takip edelim dedik ama çok akıllılar direkt anlarlar. İçlerine birisini sızdırsak yine anlarlar. Onların güvendiği kişiler olması lazım ama nereden bulacağız onları?" dedi Anıl. Barlas ve sürüsünden nefret ediyordum ve şuan nefretim daha da artmıştı. Satın ama masum insanlardan ne istiyorlardı? Güvendikleri kişileri bulmaları lazımdı ama nereden bulacaklardı ki? "Eğer onlar birilerine güveniyorsa o kişileri bize hayatta söylemezler." dedi Asu. "Aynen söylemezler." dedi Kumsal. "Haklısınız kızlar ama o depoyu bulmamız lazım." dedi Berkan. "Biz yardım edelim." dedim. Ağzımdan nasıl çıktı bilmiyorum ama Barlas ve sürüsüne çok sinirlenmiştim. Berkan kaşlarını çatıp sinirle "Olmaz Asena. Biz size kendinizi koruyun diye anlattık bu işin içine girin diye değil. Sen Yusuf Amca'dan bana emanetsin. Seni korumam lazım. Bu fikri aklından sil ve sakın bir daha böyle bir şey düşünme." dedi ciddi bir şekilde.

PSİKOZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin