VII - DANS

33.1K 1.9K 247
                                    
















Keyifli okumalar...












Aynadaki aksime bakarken düşüncelere dalmıştım yine. Yüzüme yaptığım çok da ağır olmayan makyajım, hissettiklerimi gizlesede ben bendim. Kararan havanın serinliği makyaj yaparken açtığım camdan içeri dolarken üşüdüğümü hissettim ama ev sahibime ait çeyizlik makyaj masasından kalkmadım. Gözlerim yorgun, ruhum ondan da beterdi. Bakışlarım karşımdaki benden ayrılıp masanın üzerindeki çıngıraklı oyuncağa kayınca derin bir iç çektim.

      Benim küçük dostum... Doruk... Yine aklıma düşmüştü. O oyuncağı ortadan kaldırmadığım müddetçe her gün aklıma düşecek gibiydi. Fakat kaldıramıyorum. Elim gitmiyordu onu görmeyeceğim bir yere koymaya. Dorukla ilgili yapabildiğim tek şey birlikte olduğumuz fotoğrafı gardırobun derinliklerindeki küçük ahşap kutuma koymak olmuştu. Çünkü fotoğrafı her gördüğümde ağlamama mani olamıyordum. Elime aldığım oyuncak beni o fotoğraf kadar etkilemiyordu. Oyuncağı gördüğümde sadece düşünüyordum. Onu düşünüyordum. Bir aydır nerede olduğunu, ne yaptığını, mutlu olup olmadığını düşünüyordum. İyi olduğuna dair kuşkum yoktu ama bu düşünmeme engel değildi.

Oyuncağı masaya bırakıp ayağa kalktım. Elbisemi düzeltip camı kapattım. Oda iyice soğumuştu ama ben gelinceye kadar yine sıcacık olurdu. Çantamı alıp koridora çıktım. Mustafa amcalar birazdan gelirdi.  Portmantonun kapalı kısmından giyeceğim ayakkabıyı çıkardım. Ayakkabıma olumsuz bakışlar atarken onu giymekten vazgeçmek üzereydim. İnce topuğu beni endişelendiriyordu. Hava durumu her an kar yağacağını söylüyordu ve ince topuklar her ne kadar kapalı bir yere gidecek olsak da gidinceye kadar beni rahatsız ederdi. Bazen yerler soğuktan buz tutabiliyordu ve ben kayıp düşebilirdim. Fakat elbisemle giyebileceğim başka bir ayakkabı da uyduramıyordum. Mecbur onu giyecektim. İnce topuklu ve bileğime kadar yer yer ayağımı açıkta bırakan tasarımvari bir ayakkabıydı. Ten çorap giymiştim ama yine beni –bu havada- çok sıcak tutacağını zannetmiyordum. Aman birkaç saatlik bir şey diye geçirdim içimden. Üstelik kapalı alanda olacaktı düğün. Gitmek için çok hevesli de değildim ama apartmandan, ikinci kattaki Neriman teyze ve Tufan amcanın kızları evleniyordu. Bu kısacık zamanda apartmandakilerle güzel kaynaşmıştım. Bu durum soğuk nevale diye bilinen benim için biraz değişik bir durum olsada bundan memnundum. Bu düğüne de gitmek zorundaydım yoksa Neriman teyze gönül koyardı.

Kapım çaldığında ayakkabılarımı yere bırakıp hemen önümdeki kapıyı açtım. Hatice teyze düğün için hazır vaziyette beni, Mustafa amca da karşı dairenin önünde kapının açılmasını bekliyordu. Bu durum beni biraz gersede yanımdakilere belli etmemeye çalıştım. Burak yüzbaşı ile karşılaşmak herhangi bir iletişim içinde olmak istemiyorum. Dorukla ayrıldığımız gece kendimi tutamayıp onun arabasında bütün gardımı indirmiş bir şekilde kollarında ağlarken yaptıklarımın çok çok sonra bilincine varmış ve utancımdan yüzbaşından köşe bucak kaçmıştım. Kendimce haklıydım bir yerde. Saatlerce ağlamış ve puslu gri harelerde aramıştım teselliyi. Neden diye sormadan kollarında ağlamama izin vermişti o da. Şaşkındı çünkü. İlk defa yüzünde okuyabildiğim o ifadeden emindim. Endişeliydi ve şaşkındı.

O gece beni eve bırakırken de yalnız bırakmak istemiyordu ama işe dönmesi gerekiyordu. Ben ağlarken telefonu defalarca kez çalmıştı ve o inatla reddetmişti. Sonradan öğrendiğim kadarıyla dört asker firar etmişti ve sorumluluğunu aldığı o askerler Burak yüzbaşından oldukça uzun bir süre çekmişlerdi. Ondan sonrasıysa tam bir işkenceydi benim için. Karşı komşumla karşılaşmamak için deli gibi çırpındığım bir işkence... Ona bir teşekkür borçlu olsam da hala etmemiştim. Edeceğimi de sanmıyordum. Neyse ki şans bu kez bana gülmüştü ve Burak yüzbaşı üç haftalık bir operasyona gitmişti. Bunu da kaynaştığım apartman komşularımdan öğrenmiştim. Operasyondan döndüğünden beri hiç karşılaşmamıştık. Ben onun o geceyi unuttuğunu düşünmek istiyordum ama mümkün değildi. Bu adam o gece yaşananları hayatta unutmazdı.

LAHZA  s o n  d e m  (TAMAMLANDI) #wattys2020Where stories live. Discover now