40.Bölüm ~SENİ SEVİYORUM~

Mulai dari awal
                                    

Yerimden kalkmaya çalıştığımda Kumsal "Alesya ne yapıyorsun? Kalkma sakın. Delirdin mi sen? Ameliyattan çıkalı kaç gün oldu dinlenmen lazım." dedi. Ben inatla kalkarken Asena "Tamam bırak kalksın. Sinsi o bilmiyor musun kafasına koyduğunda illa yapacak." dedi gözlerini devirirken ona sırıtıp öpücük attım. Kolumda ki serumu kopartırcasına söktükten sonra azcık canım acımıştı. Çağan hemen buraya ışınlanırken "Alesya saçmalama. Hemşireyi çağıracağım. Gelsin geri taksın serumunu veda edeceksen buradan et." dedi. Beni düşünmesini seviyordum ama söyleyeceğim şey yataktan olmazdı. "Veda falan etmeyeceğim. Sadece iki dakika." dedim. Herkes şaşkınlıkla bize bakarken Çağan'ın elini tuttum. "Goril Bey, bunca zamandır tanışıyoruz. Ben sanırım şuan söylesem mi bilemiyorum ama yine de söyleyeceğim. Ya şimdi ya hiç bir daha cesaretimi toplayamam. Bana bunca zaman gerçekten çok fazla şey öğrettin. Nefreti, sakin kalmayı, kıskançlığı... En önemlisiyse sevmeyi." dedim. "Sadede gelecek olursam." diyerek gözlerimi kapattım. Emin olamıyordum. Eğer kötü karşılarsa bunu kaldıramazdım. "Seni seviyorum Goril Bey, aptalca hareketlerini, yersiz kıskançlıklarını, saçma sapan esprilerini... Daha çok var aslında saysam bitmez ama yine de kısa kessem iyi olur. Duydun işte Sünger Bob kararını verdi. Düşman olmak istemiyor." dedim. Çağan'a baktığımda yüzünde anlamlandıramadığım bir ifade vardı. "Peki Squidward ne diyor?" dedim sesim biraz titrek çıkmıştı. Neden böyle olmuştu? Çağan yanağımdan öptükten sonra hiç bir şey demeden odadan çıktı. Derin bir nefes verirken uğradığım hayal kırıklığını düşündüm.

Böyle bir tepki beklemiyordum gerçekten beni şaşırttı ve üzdü. Piçizler şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Ateş "Şey... Biz gidelim o zaman sonra görüşürüz Psikozlar." dedi. Omuz silkinip arkamı dönüp yatağa geri yattım. Biri dokunsa ağlayacaktım o haldeydim. Piçizler 'görüşürüz.' faslını bitirdikten sonra odadan çıkmışlardı Doğukan "Ben iki dakikaya geliyorum." diyerek onları yolladı. Doğukan yanıma gelip omzumu sıktı sanki kayınçosuyla konuşuyordu şu havalara bak. "Şey Kankeytellom. Sen Çağan'ı takma söz konusu iş olunca Çağan'ın gözü hiç bir şey görmüyor. Ben inanıyorum Çağan da seni seviyor. Depoda ki halini hatırlıyorum. Perişandı bizi dinlemiyordu bile. Takma kafana bir daha ki geldiğimizde düzelir." dedi. Kafamı hızla Doğukan'a çevirdim. Kaşlarımı çatıp sinirle "Umarım yaptığının farkındadır. Bunun geri dönüşü yok çünkü umurumda değil. Söz konusu iş olunca diye çok güzel bahane uyduruyorsunuz. Hadi bakalım benimde duygularımla oynandığında gözüm hiç bir şey görmüyor." dedim. Omuz silkinip Doğukan'ın elini ittirdim.

Doğukan şaşkınlıkla "Ben kaçtım o zaman. Görüşürüz kankeytellolar." diyerek odadan çıktı. Yaptığım salaklığın farkına yeni varıyordum. Çağan beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Beni sevmiyordu. Gözlerimden yaşlar akarken daha fazla dayanamayacağımı anlamıştım. "Keşke ölseydim." dedim ağlamalarımın arasında. Asena sinirle gelip beni omuzlarımdan sarstı. "Kendini topla artık yeter be! Çağan da Çağan diye ölüp bitiyorsun. Biz varız burada! Biz senin için ne kadar üzülüp ağladık biliyor musun? Bu senin umurunda değil mi?" dedi. Haklıydı ama konu bu değildi ki. Ben onlar için zaten ayrı üzülüyordum. Herkesi hayal kırıklığına uğratmaktan sıkılmıştım. Asena'ya sarılıp kafamı omzuna koydum. Kumsal ve Asu'da gelip sarılmışlardı. Kumsal "Evet! Ben ne kadar üzülüp ağladım ya! Senin üstünü örttüklerinde şoka girdim. Bizden birinin ölmesi demek dünyamı durdurmuştu. Bir geri zekalı gelip bunun önüne geçemez. Topla kendini." dedi. Asu'da onu onaylayarak "Size en başından söylüyordum zaten onların işi gücü bizimle oyun oynamak bizi seveceklerini mi düşünüyorsunuz? Biz onlar için piyonuz sadece bırakın ne halleri varsa görsünler." dedi. Asena "Söylemesi kolay tabii. Aklımıza girdiler bir kere çıkar çıkarabilirsen." dedi. Görkem ve Duhan odaya hızlıca girdiklerinde  şaşkınlıkla onlara baktık. Kumsal "Yavaş, kapıyı kırdınız." dedi. Görkem "Alesya yarın çok önemli bir gün." dedi. İyi de yarın ne vardı ki? "Niye?" dedim. "Unutmuş olamazsın yarın 17 yaşına giriyorsun." dedi. Doğru ya! Yarın benim doğum günümdü. Kızlar sevinçle "Oo! Yarın parti var. Çabuk süs pasta falan almaya gidelim." diyerek aralarında konuşuyorlardı. En sevdiğim gün gelmişti ama ben buna bile sevinemiyordum.

PSİKOZLARTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang