40.Bölüm ~SENİ SEVİYORUM~

Start from the beginning
                                    

Çağan gözlerini kısıp "Demek şaka yapıyorsun. Yap bakalım Dişi Goril. Şimdi söyle bana kim bu Sarı Goril?" dedi. "Görkem." dedim. "O senin kardeşin olan cüce mi?" dedi. Cüce demesi biraz kabaydı çünkü neredeyse aynı boydalardı. Kafamı onaylar anlamda aşağı yukarı salladım. Kapı açılırken içeri hemşire girmişti. Yemek saatiydi. Yüzüm dehşet bir hal alırken "Ne?" dedim. Hemşire yemekleri önüme bırakırken yüzümü buruşturdum. Çağan şimdi bittin bakışları atıyordu.

Hemşire giderken "Dişi Goril çok acıkmışsındır sen şimdi, gel sana yemeğini yedireyim." dedi sinsi sinsi gülerken. "Bak anlaşabiliriz böyle olmak zorunda değil." dedim. Çağan "Oldu bile." deyip bir kaşık çorbayı ağzıma uzatmaya başladı. Yüzüm daha da buruşurken ona bakmaya başladım. Çağan kaşığı ağzıma tıkarken kahkaha atıyordu. Kaşık ağzımdan çıktığı an çorbanın acı tadı ağzımda yayılmaya başladı. Yüzüm buruşmaya başlamıştı. Çorbanın yarısını zar zor yuttuktan sonra daha fazla ağzımda tutamayacağımı anladığımda Çağan'ın suratına tükürdüm. Çağan gözlerini yummuş yüzünü buruşturmuştu. Elimle ağzımı kaparken tepsideki peçeteyle yüzünü silmeye başladım. "Ay! Çok özür dilerim Çağan. Sen de şansını çok zorladın ama ben içmem ki o çorbayı." dedim inatla. Şuan inanılmaz yakındı. Çorba bahane olmuştu. Yüzünü silerken beni dikkatle izliyordu. Ben de telaşlı telaşlı yüzünü siliyordum. Elim ayağım birbirine dolanırken Çağan ellerimi aşağıda birleştirdi.

Yüzünü yüzüme yaklaştırırken öpeceğini anlamıştım fakat odaya dalan Doğukan'la bu bölünmüştü. Çağan'ı geri iterken Doğukan "Oo! Ben sizi bölmeyeyim. Çıkıyorum."dedi. O giderken odaya bizimkiler girmişti. Çağan "Allah belanızı versin." dediğinde haykırdım. "Senin suratına ne olmuş?" dedi Barlas. Çağan'ın yüzünde hala biraz çorba vardı. Asena sırıtarak bana baktı ve göz kırptı. "Çorbalandım." dedi Çağan. Barış "Kumsal sen böyle ölüm döşeklerine düşüceksin, ben sana çorba içireceğim. Sen böyle tüküreceksin. Çorbayı başından aşağı dökerdim." dedi. Kumsal sinirle "Barış Bey sanırım siz haddinizi fazla aştınız bugün. Zorlama istersen." dedi tıslayarak. Bir tanede omzuna geçirmişti. Barış yüzünü buruşturup önüne dönmüştü. Doğukan yanıma yaklaşıp Çağan'ı ittirdikten sonra "Kanka bu Ece denen kız ne kadar güzelmiş! Ben daha önce nasıl görmedim?" dedi. Sırıtarak ona baktım. Ne ara kanka olmuştuk? "Ece çok güzel kızdır. Eh işte! Senin de giderin var bence şansını dene buradan yürürsün." dedim. "Siz var ya siz, dördünüz çok fenasınız." dedi. Çağan Doğukan'ı kenara çekip yanıma bu sefer o gelmişti. "Uzak dur." deyip yataktan ittirip yanıma oturdu. Ateş "Bir tarafım dondu, dışarısı çok soğuk." dedi. Doğukan piçiz piçiz sırıtarak "Asu ısıtsaymış seni kanka."dedi. Asu kızarırken Ateş'te sırıtıp Asu'ya bakmaya başladı. "Öpücüğü aldığımda ısındım zaten." dedi. Buradan ne çıkarmalıydım? Ateş Asu'yu mu öpmüştü? "Hayırlı işler gençler de biz de buradayız hani?" dedim. Doğukan "Ooo! Daha siz vardınız. Biliyor musunuz ben odaya girmeseydim bu ikisi işi pişi-"diyemeden Barlas ve Asena aynı anda "Sus artık!" dediler.

Barlas "Doğukan yeteri kadar gömmedin mi kardeşim sence de?" dedi. Ben lafa atlayıp "Ece için söylediklerinde baya hoştu Doğukan." dedim kollarımı arkada bağlarken. Doğukan gözlerini kısıp "Sen nasıl kankasın? İki dakika da sattın beni. Hain." dedi. "Aynen ebemde öyle diyordu." dedim. Ece kıs kıs Doğukan'a baktı. Belli ki dediğim şeyden hoşlanmıştı. Ama Ece Doğukan'a yaklaşamazdı. Bunu Ece yapmazdı, yapsa da Berkan izin vermezdi.

Çağan "Kim sana çıkma teklifi etti Alesya? Söyleyecek misin artık?" dedi sinirle tıslayarak. Odada ki herkes bize dönerken Çağan'a Araf'ın bana çıkma teklifi ettiğini nasıl söyleyebilirim diye düşünüyordum. "Araf." dedim. Gözlerimi kapatıp bir kaç saniye bekledikten sonra Çağan "O kim oluyor da sana çıkma teklifi ediyor? Gebertirim onu. Alesya sakın ama sakın Araf'la muhatap olmayacaksın!" dedi. Bende çok meraklı değildim ama arkadaşlarımızdı işte.  ''Bu Berkan'lar çok fazla oldular artık. Bu kaçıncı?" dedi kapıya doğru hızla giderken. Barlas ve Barış kollarından tutup geriye çekmiştiler Barış "Çağan sakin ol. Daha sonra halledeceğiz." diyerek sakinleştirdi. Ateş'in telefonuna mesaj gelince bütün dikkatler oraya uzandı. Ateş kaşlarını çatarken "Barlas gitmemiz lazım." diyerek kaş göz yaptı. Barlas anladığını belirttikten sonra "Biz gidelim kızlar. Tekrar geliriz." deyip bizi şaşırtarak Asena'nın yanağından öptü. Doğukan Ece'ye bakıp "Belki sonra görüşürüz ha?" dedi. Ece kızarırken "Belki." dedi. Sırıtarak onlara bakmaya başladım. İkisini yakıştırmıştım aslında. Barış Kumsal'a dönüp "Görüşürüz İnatçı Keçim." diyerek yanağından makas aldı. Kumsal da "Görüşürüz Öküz." dedi. Ateş Asu'ya bakıp "Biz görüşür müyüz bilmemde. Yine de görüşürüz korkusuz canavar." dedi. Asu "Niye görüşmeyelim ki Bok Beyinli?" dedi. "Sevgilin kızar belki." dedi Ateş kaşlarını çatıp sinirlendiğini belli ederken. "Haklısın. Sevgilim kızar." dedi Asu cama dönerken. Bu işte bir iş vardı ama hadi hayırlısı.

PSİKOZLARWhere stories live. Discover now