Güneş ise gülmekle yetindi sadece. Elindeki bardağı ona kaldırdı. Bu gece içmiyordu, aslında hamile kaldığını öğrendiği andan beridir hiç içmiyordu. Mühim de değildi zaten, bir kaybı yoktu. O alkolsüz meyve kokteyliyle mutluydu şu an. 

Karaca'nın tüm kuzenleri de bu gece buradaydı. Barış'ın bir kuzeni gelebilmişti sadece. Çoğu yurt dışında yaşıyordu. Onlar düğüne gelecekti. Kızlar bu gece Karaca için çok tatlı ayarlamalar yapmışlardı Ahu ve Güneş'le birlikte. Öyle ki bu gece çalan şarkılar hep 90'lardandı. Karaca ve diğerlerinin küçük kız çocuğu olduğu zamanlarda dinlediklerinden. Şahsen dansçılardan sonra bu ortamı yumuşatmıştı doğrusu. 

Karaca ve diğerleri 90'lar da çoğu kız çocuğu gibi dönemin şarkılarını televizyondan, radyodan  dinleyerek büyümüştü. Üstelik çok tatlı bir adet haline gelmiş olan, ele tarak alarak onu mikrofon yapıp şarkı söylemekte çok eğlenceliydi. 

Şarkıyla mekandaki herkes hareketlenirken kuzeni Ayşe, çantasından bir fırçalı tarak çıkarıp Karaca'ya uzattı. Bunu kimse beklemiyordu belki ama çok hoş bir ayrıntı olmuştu. Eline o tarağı tutturup sahneye çıkartarak şarkıya eşlik etmesini sağladı.

Metin Arolat- Dert değil çalarken elinde fırçalı tarağıyla sahnede bir an da kalsa da, o küçük kız çocuğu olduğu günlere çabuk döndü Karaca. Tarağı ağzına yaklaştırıp şarkıya eşlik ederken bir yandan da dans ediyor, o günleri hatırlayarak keyfini çıkarıyordu. 

Sonraki şarkılarda ise kızlar onu yalnız bırakmadı. Onlar da ellerine birer fırçalı tarak alıp kendini sahneye attı. 90'lar şarkılarına keyifle eşlik ederek hepsi çocukluklarından güzel bir günü yeniden yaşamış oldu.

*-*-*-*-*

Karaca'nın teyzesinin Eliz, tüm o sahne performanslarından sonra bütün hanımların olduğu masayı büyüttü ve onlara bir içki yarışı düzenledi. Bu saçma sapan eski bir kız gecesi geleneğiydi ancak şu an burada iyi gideceğinden emindi. 

Güneş en başta çekilerek oyunda olmadığını belirtirken, Ahu kendine çok güveniyordu ancak Baran'la yapacağı konuşma için çok içmemekte kararlıydı. Gerçi biraz gerginliğini alabilirdi de.. Katılmaya karar verdi. Karaca, Ahu, Eliz, Ayşe, Nil ve Karaca'nın halasının kızı olan diğer Ahu arasında güzel bir yarışma başlıyordu. Başak da emzirdiği için katılmamıştı. 

Ancak Eliz durumu daha da eğlenceli hale getirme taraftarıydı. Eline bir shot bardağı alıp hanımların dikkatini üzerinde topladı. "Oyunu daha ilginç hale getirelim ne dersiniz?" 

Ayşe "Aklında ne var?  Umarım saçma sapan bir şey değildir, rezillik çıkmasın bak." derken hepsi ona katılıyordu. Ancak bu yarışın içinde olmayan büyükler, annesi Işıl ve kayın validesi Deniz Hanım biraz dışarı çıkıp nefes almak istedikleri için onları yalnız bıraktı. Şimdi gençler daha rahat olabilirdi.

Eliz gülerek "Şöyle yapıyoruz." dedikten sonra anlatmaya başladı. "Herkes önce üç bardakla başlıyor. Her üç bardağın sonunda devam edemeyecek gibi olan bir şey itiraf edecek. "

"İyi de içkiye dayanamayan ne yapacak?" 

"Oynamayacak?"

Bu fikir hanımlar için eğlenceli gelse de bir açıdan çok hoşta değildi. Yine de hepsi kabul etti. Hepsi önce üçer tane içtikten sonra devam edebilecek gibiydi. Ancak sonraki üç shot bardağını içmek birkaçını zorlamıştı. Ayşe ve halasının kızı olan Ahu çekildi. İkisi de itiraf yapamadan çekilemezdi. 

Eliz ıslık öttürerek Ayşe'nin omzuna dokundu. Ona sıra sende der gibi bakıyordu. Kızcağız da gülerek ondan kaçamayacağını anladı. "Geçen gece annemin bahçedeki süslerini kıran bendim ama o kedi kırdı zannetti. Yani pek zannetmedi de ben ikna ettim."

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin