İnsan olmak

8.3K 594 260
                                    

Finale son 2 bölüm kaldı. Bu bölümde eğlenecek, hüzünlenecek ve şaşıracaksınız. Umarım çok beğenir ve OYlarınızı eksik etmezsiniz. Bitmesine az kaldı, o yıldıza basarsanız çok mutlu olurum.:)

NOT: Düğünde kim ne giyecek diye biz instagram sayfamızda seçmeye başladık bile, sizi de beklerim. "casablancaninkaleminden"

Medyadaki şarkıyı da çok severim.

Diğer YB haftaya Cuma. Keyifli okumalar!

*-*-*-*-*-*

1 HAFTA ÖNCE:

Baran bugün şirkette fazla iş olmadığı için memnundu. İşlerin çoğunu Ateş ve Barış'a yıkmak gibi acımasız bir şey yapmıştı ama son birkaç gündür doğru dürüst çalışası da yoktu. Ahu'yla geçirdikleri o geceden sonra dün gece de dahil olmak üzere aralarındaki şeyin artık basit bir arkadaşlık olmadığının farkındaydı. O gece onunla birlikte olmak istediğini söylemiş, hayır demesinden de çekinmişti. Şimdi düşünüyordu da Ahu onun için bir arkadaştan çok daha fazlasıydı. 

Onunla vakit geçirmekten hoşlanıyordu. Bu sadece cinsel bir birliktelik olarak değildi, sohbetinden, hareketlerinden kısacası onunla geçirdiği her vakitten hoşnuttu. İdil'in ölümünden sonra kendini toparlamaya bu kez söz verdiği için daha makul, daha sakin bir yaşam sürmeyi tercih etmişti ama Ahu tam da o an da karşısına çıkmış,onu allak bullak etmişti. Başta bu arkadaşlığa sıcak bakmayıp istemese de bunun ne denli yanlış bir karar olduğunu şu an çok daha iyi anlıyordu. 

Ahu bir şekilde ona iyi geliyordu. 

İş telefonu çalarken düşüncelerinden arındı. Barış'tı arayan. Odasına gelmesini istiyordu. Telefonu kapadıktan sonra onun yanına gitti. Ancak odasında gördüğü kişi sinirlerini zıplatmaya yetmişti. 

Murat elinde kahvesiyle ona "Merhaba" deme yüzsüzlüğünü gösteriyordu. 

"Baran?" diyen Barış'a "Efendim?" dedi gözlerini Murat'tan ayırmadan. Bunun ne işi vardı şimdi burada. Geçen gün yeteri kadar öfkelendirmişti onu. Ahu'yu çekip attığını unutmuyordu. Nispet yapmak için atmıştı sırf. Ona cevap vermeden Barış'a odaklandı. Elindeki dosyanın detaylarını soruyordu. 

İşi bittiğinde ise çıkacaktı ki Murat da ayaklandı. Sahi buraya neden gelmişti ki? Pek umurunda değildi açıkçası. Onun yüzüne bile bakmak istemiyordu. Bakınca yaptığı şey aklına geliyordu çünkü. Ahu'yla birlikte olan oydu ama adam kalkıp ona kızın gizlice çekilmiş bir fotoğrafını atıyordu. Hangi cüretle? Yine sinirleniyordu. Barış'ın kalkmasına izin vermeyen Murat'a onu geçirebileceğini söyledi. Kızıyordu ama belki de fırsat ayağına kadar gelmişti. 

Odadan çıktıklarında Murat "Bugün Ateş için geldim ama onu göremedim." diye mırıldandı. 

"Her zaman umduğumuzu bulamıyoruz, değil mi?"

"Evet.." dedi Murat biraz şaşırarak. Bu yorumu anlamsız bulmuştu ama aklına başka bir şeyin gelmesiyle konuyu değiştirdi. "Geçen gün Ahu'yla kahve içtik, sana da attım resmini. Bir şey demedin."

Baran belli etmeden sinirle bir nefes aldı. Asansörün dibine gelmişlerdi. Düğmeye bastı. Aklı varsa bir an önce defolup giderdi. 

"Ne söylememi bekliyordun? Birinin izinsiz fotoğrafını çekip başka birine atmanın ne kadar uygun kaçacağını mı?" 

Murat bir şey demedi ama bıyık altından gülümsüyordu. Asansör gelince kapının açılmasını bekledi. Binerken de ağzı boş durmuyordu. "Bu kadar gerilecek bir şey yok. Ahu bilse güler geçerdi. Görüşürüz."

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin